"Neden seyyie bir yazılır, hasene on ve bazen bin yazılır?" seyyienin de yüz, bin hatta bazen milyon yazılması gerekmez mi? "Sebep olan işleyen gibidir." kaidesiyle birlikte değerlendirir misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Günahlar bir ceza verileceği, iyiliklere ise en az o kat sevap verileceği Enam suresinin 160. ayetinde şöyle beyan edilmektedir:

“Kim iyilik getirirse, ona onun on katı vardır; kim de kötülük getirirse, o sadece getirdiğinin karşılığı ile cezalandırılır. Onlar haksızlığa uğratılmazlar.”

Bu da Allah’ın kullarına ne derece şefkatli ve merhametli olduğunun bir delilidir.

Üstad Hazretleri de şöyle buyurur:

"...Bak Cenab-ı Hakk'ın fazlına ve keremine: Seyyieyi bir iken bin yazmak, haseneyi bir yazmak veya hiç yazmamak adalet olduğu hâlde, bir seyyieyi bir yazar; bir haseneyi on, bazen yetmiş, bazen yedi yüz, bazen yedi bin yazar." (Sözler, 23. Söz, 2. Mebhas)

Cenab-ı Hak fazlından ve kereminden, günahları bir yazmakta, sevapları ise on, yetmiş, yedi yüz, yedi bin yazmaktadır. Mizanda bir müminin sevapları ağır geldiğinde, bunun mühim bir sebebi sevapların kat kat yazılmış olmaları olacaktır. Bundan dolayı bir insan “İşlediğim sevaplar daha ağır geldiği için cenneti kazandım.” diyemez. Çünkü işlediği bir sevap bir yazılsaydı o saadet diyarına gidemeyebilirdi.

"Sebep olan yapan gibidir." kaidesi farklı bir durumdur. Çünkü günahta çığır açan birisi her günah işleyen adamın günahını da sırtına yüklenmiş oluyor. Yüz bin adam o günahı işlediğinde, ona sebep olan da yüz bin günah işlemiş olur. Bir ayette mealen şöyle buyrulur:

“Kim güzel bir şefaatle (hayır ve iyiliklere aracı, vasıta olmakla) şefaat ederse, bundan kendisine bir sevab (hisse) vardır. Kim de kötü bir şefaatle (kötülüğe delil olmak ve yardım etmekle veya kötülük çığırını açmakla) şefaatte bulunursa, ondan kendisine bir günah payı vardır. Allah her şeye kadirdir.” (Nisa, 4/85)

Bu ayette geçen şefaat; aracı olmak, yardım etmek ve öncülük yapmak manalarındadır. Allah’ın ve kulların haklarına riayet ederek, müminlerin iyiliği için çalışmak “şefaat-ı hasene” olduğu gibi, insanlara her türlü menfi ve zararlı alışkanlıklar kazandırmak için gayret etmek de “şefaat-ı seyyie” olarak ifade edilmektedir.

Mesela, bir kumarhane işleten veya içki satan kişi günah işleyenlerin sayısınca vebale girmiş olur.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 7.398
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

isahalim
Allah razı olsun. Yalnız, Hz. Üstad'ın cümlesine göre "seyyiat, intişar ile taaddüd etmesine rağmen yine de bir yazılmasını" nasıl anlayacağız o zaman? Buradaki intişar ile taaddüde örnek verir misiniz? Çünkü sizin örneğinizdeki intişar ile taaddüdde günah katlanıyor; oysa Hz. Üstad, intişar ile taaddüd etmesine rağmen katlanmayan bir günahtan bahsediyor. ÜÇÜNCÜ SUAL: Beyanat-ı sabıkadan da anlaşılıyor ki, seyyiat, intişar ve tecavüz ile taaddüt ettiğinden, bir seyyie bin yazılmalı; hasene ise, vücudî olduğu için maddeten taaddüt etmediğinden ve abdin icadıyla ve nefsin arzusuyla olmadığından, hiç yazılmamalı veya bir yazılmalı idi. Neden seyyie bir yazılır, hasene on ve bazan bin yazılır? Elcevap: Cenâb-ı Hak, kemâl-i rahmet ve cemâl-i rahîmiyetini o suretle gösteriyor.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Sorularla Risale

Burada bir günahın intişarı nazara veriliyor oysa biz ayrı ayrı günahların kitlesel iletişim araçları ile nasıl dağıldığını ifade ediyoruz. Yani televizyon, radyo, internet gibi vasıtalar ile insan bir anda bir milyon günah işleyebilir demek istiyoruz. Üstadımız ise bir günahın mahiyetinde intişar kabiliyeti olmasına rağmen Allah bir günah yazıyor diyor ikisi çok farklı şeyler. 

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
isahalim

Şunu mu söylüyorsunuz: Kitle iletişim araçlarıyla, mesela 50 kişiye ulaşan aleni günahımız 50 ile çarpılır, ama her günah 1 yazıldığından 50*1=50 günah toplamda kazanılır, bu mu anlamam gereken acaba açıklamanızdan ? Eğer cevabınız evetse, bu bağlamda şunu da merak ediyorum; seyyiatta intişar kabiliyeti varken, hasenatta bu intişar kabiliyeti yok mu ki Üstadımız seyyiattaki intişara vurgu yapıyor?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Sorularla Risale

50 kişi hesabınız doğru bir hesap. Günahların yayılma kabiliyeti ademi olduğu içindir. Yani şer ve tahrip kolay olduğu için yayılması da kolaydır. Ama iyilik vücudidir işlenmesi emek ve çaba ister bu yüzden günah gibi intişar etmez. 

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...