"Nur Risalelerine perakende, ehemmiyetsiz parçalar namı verilmesi zâhir bir yanlıştır." Cümlesini "aşk-ı imanî ve ilmî" ile izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Hata 20: Perakende halinde bulunan Nur Risaleleri.
Cevap: Şimdi, Nurları yazan kalemlerin yüz binler ve güzel, itina ile, tevafukla yazan yüzler kâtibin aşk-ı imanî ve ilmî ile yazdıkları Nur Risalelerine perakende, ehemmiyetsiz parçalar namı verilmesi zâhir bir yanlıştır." (Şualar, On Dördüncü Şuâ)
Perakende, malların teker teker ya da birkaç parça halinde peyderpey satılmasıdır. Risale-i Nur Külliyatı, ticarî endişelerle yazılmış bir perakende malı değildir.
Risale-i Nurlar insanlığın manevî ihtiyaçlarına gıda, dertlerine deva için, ilahî bir maide olan Kur’an'dan nebean eden bir nur ve rızıktır. Bu külliyatın hangi şartlar altında ve nasıl bir gayret ve samimiyet ile telif edildiğini bilmeyen ve göremeyen ahmak insanlar, ona basit bir ticarî mal gibi bakıyorlar.
Halbuki Risale-i Nurları yüz binlerce vatan evladı, aşk, itina ve samimiyetle telif etmişler ve tekniğe meydan okumuşlardır.
Risale-i Nur'u el ile yazıp altı yüz bin nüsha çoğaltan Isparta kahramanlarının, tekniğe meydan okuyup âleme Nurları ilan etmelerini sağır sultan bile duymuştur. Hâlen de o nüshalar hatıra olarak yayınevi arşivlerinde mahfuzdur.
Tarih böyle bir destan görmemiştir, adı sanı bilinmeyen Isparta köylüleri, gündüzleri tarlalarda çalışıp, akşamları ise mum ışıklarında Risale-i Nurları yazmışlardır. Bu kahramanların o günleri gözyaşları içinde anlattıkları hatıralar kitaplarda mevcuttur. Bu şartlarda, bu gönüllülük esası ile yazılan kitaplara "perakende" demek ucuzcu bir iftiradır.
“Aşk-ı imanî ve ilmî" ifadesi, Risale-i Nur'u el ile çoğaltan talebelerin hem imanına hem de Risale-i Nur'dan aldığı feyiz ile ilmî derecelerine işaret ediyor.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü