"O misafir, onun ekşi, fakat merhametli yüzüne bakar; müthiş, fakat müjdeli gürültüsünü dinler." Buradaki "ekşi"den maksat nedir?
Değerli Kardeşimiz;
"Sonra, dünyaya gelen o yolcu adama ve misafire, cevv-i sema denilen ve mahşer-i acâip olan feza, gürültüyle konuşarak bağırıyor: 'Bana bak, merakla aradığını ve seni buraya gönderini benimle bilebilir ve bulabilirsin.' der. O misafir, onun ekşi, fakat merhametli yüzüne bakar; müthiş, fakat müjdeli gürültüsünü dinler, görür ki:"
"Zemin ile âsumân ortasında muallâkta durdurulan bulut, gayet hakîmâne ve rahîmâne bir tarzda, zemin bahçesini sular ve zemin ahalisine âb-ı hayat getirir ve harareti, yani yaşamak ateşinin şiddetini tâdil eder ve ihtiyaca göre her yerin imdadına yetişir. Ve bu vazifeler gibi çok vazifeleri görmekle beraber, muntazam bir ordunun acele emirlere göre görünmesi ve gizlenmesi gibi, birden cevvi dolduran o koca bulut dahi gizlenir, bütün eczaları istirahate çekilir, hiçbir eseri görülmez."(1)
Semanın büyüklüğü ve haşmeti, ilk bakışta insanda bir ürperti ve tatlı bir korku meydana getiriyor. Bu ciheti "ekşi" ile tasvir ediliyor. Ama sonra derinlemesine incelendiğinde, insan hayatına hizmet eden büyük bir fabrika olduğu anlaşılıyor ki bu yüzü de gayet merhametlidir deniliyor.
Hayat için lazım olan yağmur, sıcaklık ve ışık gibi şeyler sema tarafından gönderiliyor. Bütün bu nimetler merhametin bir tezahürüdür.
(1) bk. Şualar, Yedinci Şua.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü