"O sestir gayeten ulvi, nihayet derece ciddi, hakiki pek samimi hem nihayet munis ve mukni ve burhanla mücehhezdir. Mükerrer der ki:: Lâ İlahe İlla Hu..." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"O sestir gayeten ulvi, nihayet derece ciddi, hakiki pek samimi hem nihayet munis ve mukni ve burhanla mücehhezdir. Mükerrer der ki: Lâ ilâhe illâ Hû." (Sözler, Lemeât, Tevhidin İki Burhanı.)
Kur’an’ın sesi (mesajları) yüce ve ulvidir, yani ilahi ve semavidir; beşerî kirlerden ve paslardan temiz ve paktır.
Hem çok ciddidir, yani tehdit (cehennem) ve müjdelerinde (cennet) gayet istikametli ve ciddidir. Yüksek makamdaki ve her işi ciddi olan makam bir sahibinin sözünün ciddiyetinden binler kez daha ciddi...
Hem pek samimi ve gerçekçidir, onda asla hayalî ve istikametsiz bir söz ya da vaad bulamazsın. Bir anne şefkatini, samimi bir dostun nefesini Kur'an'da bulmak çok kolay...
Hem çok munis (dost canlısı) ve mukni (ikna edici) bir hususiyete sahiptir. Kur’an insanın bütün duygularını ve latifelerini tam tatmin ettiği için, insan Kur’an’a çabucak ünsiyet edip, alışıp ülfet eder.
Aynı zamanda Kur’an bütün meselelerini delillerle ispat eder. Onun hiçbir davası boş ve muallakta değildir, daima deliller ile altını besler, okuyanını tam tatmine ulaştırır.
Ve Kur’an’ın en büyük davası ve en çok tekrar ettiği şey tevhiddir, yani "La İlahe İllallah"tır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü