Ölümün zahiren inhilal ve intifa, hakikatte ise hayat-ı bakiyeye unvan ve mukaddime olmasını nasıl anlamalıyız?
Değerli Kardeşimiz;
Peygamber Efendimiz (asm.) bir hadis-i şeriflerinde ölümü, anne rahmindeki bir çocuğun dünyaya gelmesine benzetir. O çocuk doğum hadisesiyle dar bir menzilden çok geniş bir âleme kavuştuğu gibi, ruhunu imanla teslim eden bir mümin de bu dünyadan çok daha güzel bir âleme geçecektir.
Ruh bakidir, kabre konulan, o müminin bedenidir, Üstad'ın ifadesiyle “ruhun hanesi”dir. O haneden ayrılan ruh berzah âlemi denilen, dünya-ahiret arası bir başka âleme göçmektedir.
On Yedinci Söz’de müminlerin ölüm hadisesine bakışı şöyle beyan edilir:
"Sonra başımı kaldırıp şecere-i ömrümün başına baktım. Gördüm ki, o ağacın tek meyvesi benim cenazemdir ki, o ağacın üstünde duruyor, bana bakıyor.
HAŞİYE- İman, o ağacın meyvesini cenaze değil, belki ebedî hayata mazhar ve ebedî saadete namzet olan ruhumun eskimiş yuvasından yıldızlarda gezmek için çıktığını gösterir." (Sözler, On Yedinci Söz'ün İkinci Makamı)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü