Beşinci Nükteli İşaret
İçerikler
-
Beşinci Nükteli İşaret’te "Umur-u gaybiyeye dair hadîslerin birkaç misalini zikrederiz." deniliyor. Fakat Altıncı Nükteli İşaret’te de gayptan haberler var. Neden tek başlıkta değil de iki bölümde işlenmiş olabilir?
-
Üstad, Kerbela vak’asının hikmetleri üzerinde dururken, "Hz. Hüseyin'in katli" ifadesini de kullanıyor. Neden "şehadet" değil de "katl" ifadesi kullanılmıştır?
-
"Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Hazret-i Ali‘nin (r.a.) hilâfetini arzu etmiş. Fakat gaipten ona bildirilmiş ki, murad-ı İlâhî başkadır. O da arzusunu bırakıp murad-ı İlâhîye tâbi olmuş." İzah eder misiniz?
-
"Hz. Ali (ra)'in mümaşaatsız pervasız... tefrikaya sebep olmak ihtimali vardı." Hz. Ali'nin bu vasıfları Peygamber Efendimizin vefatından sonra halife olsaydı, neden tefrikaya sebep olsun ki? Saltanat ve hilafet arasındaki fark nedir?
-
"Hazret-i Ali’nin hilâfetinin teahhur etmesinin bir sırrı..." Burada Hazret-i Ali’nin (r.a) hilafetinin teehhur etmesinden ziyade, o zamanda halife olmamasının hikmeti anlatılıyor gibi, izah eder misiniz?
-
"Ben Kur'ân'ın tenzili için harb ettim. Sen de te’vili için harb edeceksin." Hz. Ali'nin Kur'an'ın te’vili için yaptıklarından misaller verebilir misiniz? Buradaki “te’vil” kelimesi ne mânaya gelmektedir?
-
"Saltanat-ı dünyeviye aldatıcıdır. Âl-i Beyt ise, hakaik-i İslâmiyeyi ve ahkâm-ı Kur’âniyeyi muhafazaya memur idiler." Bu cevabta Bediüzzaman Ehl-i Beyt imamlarını dünyaperest biri olarak anlatmıyor mu?
-
"Hilâfet ve saltanata geçen, ya nebî gibi mâsum olmalı, veyahut Hulefâ-i Râşidîn ve Ömer ibni Abdülâziz-i Emevî ve Mehdî-i Abbâsî gibi harikulâde bir zühd-ü kalbi olmalı ki, aldanmasın." Ehl-i beyt neden aldansın?..
-
"Halbuki, Mısırda Âl-i Beyt namına teşekkül eden devlet-i Fâtımiye hilâfeti ve Afrika'da Muvahhidîn hükûmeti ve İran'da Safevîler devleti gösteriyor ki, saltanat-ı dünyeviye Âl-i Beyte yaramaz." Bu devletler seyyidler tarafından mı kurulmuş?
-
Hz. Hasan'ın soyundan aktablar, Hz. Hüseyin'inkinden imamlar çıkmasının hikmeti nedir? Acaba neden Hz. Hüseyin'den de aktablar çıkmamış? Ayrıca aktab ve imam arasında manen makam farkı var mıdır?
-
On Dokuzuncu Mektub'ta, "dehşetli kanlı fitne" deniyor. Devamında anlatılanlar hem Cemel-Sıffın hâdiselerine hem de Kerbela hâdisesine uyuyor. Bahsettiği hâdise hangisidir acaba?
-
"'İslâmiyet tehlikededir, yangın var!' diye her taifeyi korkuttu." cümlesini izah eder misiniz?
-
"O hareketten gelen bir kuvve-i ani’l-merkeziyye ile pek çok münevver müçtehidleri..." buradaki "kuvve-i ani’l-merkeziyye" ifadesinin konuya tatbik edilmiş ıstılah mânasını izah eder misiniz?
-
"Şarktan garba kadar benim ümmetimin eline geçecektir. Hiçbir ümmet o kadar mülk zaptetmemiş." Moğollar daha çok toprağa sahip olmuşlardı, Peygamber Efendimiz'in bu haberini nasıl anlayabiliriz?
-
"Hacamat edip, mübarek kanını Abdullah ibni Zübeyr teberrüken şerbet gibi" Kanı içmesi caiz midir? Kan içmek dinimizce haram!
-
On Dokuzuncu Mektup'ta; Hz. Peygamber Necaşi'nin cenaze namazını gıyaben kıldırdığını söylüyor. Peygamberimiz bu haberi bir elçi vasıtasıyla mı öğreniyor, yoksa Allah tarafından ona vahyedildiğinden mi biliyor? Yani gaybi mucize midir?