"Onun marifeti olmazsa, insanın ahbabı ve mal ve mülkü insana a’dâ ve düşman olurlar. Beka belâ olur. Kemâl hebâ olur. Ömür hevâ olur. Hayat azap olur. Akıl ikab olur." İzah eder misiniz?

Değerli Kardeşimiz;

"Onun marifeti olmazsa, insanın ahbabı ve mal ve mülkü insana a’dâ ve düşman olurlar. Beka belâ olur. Kemâl hebâ olur. Ömür hevâ olur. Hayat azap olur. Akıl ikab olur. Âmâl, alâma inkılâp eder." (Mesnevi-i Nuriye, Zelü'l-Hubab)

Allah’ı tanımayan birisi için bütün sevdikleri, dost ve arkadaşları ve sahip olduğu mülkü birer düşmana dönüşür. Çünkü inançsız bir insanın dünyaya ne kadar bağı varsa, o bağlar ölüm ile yok olacağı için o bağlar kadar elem ve acı çekecektir.

Kalbinin derinliğinde bulunan beka isteği, ahirete inanmadığı için bir bela olur. Hem ebedi yaşama isteği var hem de ona o bekayı verecek birisine inancı yoktur. Ayrıca inançsızlık şuuru ile yaşayan bir adam için beka, yani hayatın devam etmesi beladır. Çünkü başına ne geleceği neler ile karşılaşacağı belirsizdir. Her an ölüp kendisine göre, kabir gibi dipsiz bir kuyuya yuvarlanabilir. Sevdiği evladını, ecel aslanı her an parçalayabilir vs...

Yine inançsızlık şuuru ile yaşayan bir adam için sahip olduğu bütün kemal ve güzel sıfatlar, yok olmaya mahkûmdur. Çünkü bu adamın bu vehmine göre, bu kemal sıfatların daimî bir âlemde daimî bir lezzet ve nimete dönüşme şansı bulunmuyor.

Bu durumda ömrü boş ve heva olur. Hayat yani yaşamak, azap ve elemden başka bir şey değildir. Akıl, bu çirkin ve sıkıntılı durumları düşündürdükçe ceza veren bir alete dönüşür. Âdeta nimet olan akıl, bir düşmandan farkı kalmaz. Emel ve arzuları elemlere dönüşür, çünkü emel ve arzular uzun ve ebedi planlar için vardır. Oysa kâfirin inancında yokluk ve hiçlik buna izin vermez. O zaman her emel, o adam için elem demektir.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü