Ruhların, sineklerin cevflerine girerek âlem-i şehadeti seyretmesi ile reenkarnasyon arasında bir münasebet var mıdır?
Değerli Kardeşimiz;
Reenkarnasyon yani tenasüh; ruhun, bir bedenden diğer bir bedene intikalini kabul eden bâtıl bir itikattır. Bu inanca göre, bedenler ruhların kalıpları gibidir; ruh, kalıptan kalıba, bedenden bedene göç etmektedir. İnsan ruhu, cesedini terk ettikten sonra, karada, havada yahut denizde yaşayan herhangi bir hayvanın bedenine girmekte, oradan da başka bir hayvanın bedenine, bilâhare, tekrar diğer bir insanınkine girerek varlığını devam ettirip gitmektedir. Hattâ bâzı iptidaî kavimler, insan ruhunun, önce madenlere, sonra nebatlara, daha sonra insanlara geçerek bir devr-i dâim şeklinde bir bedenden diğer bir bedene hicret ettiğine inanmışlardır.
Fisagor, "Ruh, tamamen maddeye galip oluncaya kadar beden değiştirir." diyerek bunu, bir felsefî nazariye haline koymaya çalışmıştır. Tâ İlk Çağlara kadar uzanan bu görüş, daha çok basit fikirli insanlarca kabul görmüştür.
Semâvî kitablara inanmayan, peygamberlerin tebliğlerinden uzak olanlar, Allah -u Azimüşşân'ın âhiretteki ebedî ve daimî menzillerini idrak edemediklerinden yahut dar düşüncelerine sığıştıramadıklarından, fıtratlarındaki ebediyet arzusunu tatmin ve teskin edebileceği zannıyla bu fikre saplanıp kalmışlardır. Bu yanlış itikada, zamanla felsefî bir kılıf bile giydirilmiştir.
Reenkarnasyon akla aykırı olduğu gibi, İslam’a göre de küfürdür. Kur’ân’ın dörtte biri, ölümden sonra ikinci yeni bir hayatın varlığından bahsetmektedir.
Şu âyetler, bunu açıkça ilan ediyor:
"Nihâyet, onlardan birine ölüm gelip çattığında, 'Rabbim, der, lütfunla beni geri gönder. Ta ki, boşa geçirdiğim dünyada iyi iş yapayım.' Hayır! Onun söylediği bu söz (boş) laftan ibarettir. Onların gerisinde ise, yeniden dirilecekleri güne kadar (süren) bir berzah vardır." (Mu’minun, 23/99-100)
Tenasühün akıl ve mantık açısından hiçbir tutarlı tarafı yoktur.
Tenasüh varsa ve vâki ise, bütün insanlara şâmil olması, az çok her insanın, hâlihazır bedenine girmeden önce misafir olduğu bedenleri ve o bedenlerde iken yaptığı işleri hatırlaması gerekir. Milyarlarca insanın yaşamadıkları, bilmedikleri ve inanmadıkları bir hurafeyi, ısrarla piyasaya sürmenin mantık ve muhakeme açısından hiçbir değeri olamaz.Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar