"Rum ve Ermenilerin hürriyeti bizi teşviş ediyor. Bir kere tecavüze başlıyorlar; bir kere 'Hürriyet ve meşrutiyet bizimdir, biz yaptık.' diyorlar, bizi meyûs ediyorlar." İzah eder misiniz?
Rum ve Ermenilerin bize ittiba ettikleri husus nedir? Üç milyon Ermeni günümüzde var mı?
Değerli Kardeşimiz;
"S - Rum ve Ermenilerin hürriyeti bizi teşviş ediyor. Bir kere tecavüze başlıyorlar; bir kere hürriyet ve meşrutiyet bizimdir, biz yaptık diyorlar, bizi meyûs ediyorlar."
"C - Zannediyorum, tecavüzleri, eskiden sizden tahayyül ettikleri tecavüze karşı bir teşeffî-i gayz ve bundan sonra sizden tevehhüm ettikleri tecavüze karşı bir nümayiş gibidir. Eğer tamamıyla iman etseler ki tecavüz sizden olmaz, adalete kanaat edeceklerdir. Şayet adalete kanaat etmezlerse, hak, hakkın kuvvetiyle burunlarını kırıp iknâ ettirecektir."
"Hem de 'Meşrutiyeti biz istihsal ettik.' olan sözleri yalandır. Hürriyet ve meşrutiyet; askerlerimizin süngüsüyle, cemiyet-i milliyenin kalemiyle sahife-i vücuda geldi. Öyle herzegûların arzuları, beylik ve muhtariyetin ammizâdesi olan adem-i merkeziyet-i siyasiye idi. Sonra da yüzde doksan bize ittibâ ettiler. Beşi geveze, birkaç tanesi de zevzeklik edip eski hülyalarından vazgeçmek istemiyorlar."(1)
Evvela; bu tahlil o dönemin siyasi ve sosyal yapısına göredir. Bu yüzden bu tahlilin her noktasını ve köşesini günümüze tatbik etmek mümkün değildir.
İkincisi; meşhur tehcir yasasından sonra, Türkiye'de Rum ve Ermeni nüfusu çok azaldığı için, Osmanlı dönemi ile günümüzü kıyas etmek yanlış olur. Halihazırda Ermeni nüfusu çok azdır.
Üçüncüsü; Ermeniler meşrutiyet süreci içinde Osmanlıdan adem-i merkeziyetçilik tarzı bir özerklik istemiş; ama alamadıkları için yüzde doksanı tekrar bu hevesinden vazgeçip teba olmaya devam etmişler. Bazı Ermeni gurupların bu hevesinden vazgeçmeyip ileri geri konuşup zevzeklik ettiğini, o dönemlerin en önemli tanığı olan Üstad Hazretlerinden öğreniyoruz.
Rum ve Ermenilerin, meşrutiyetin kazanımını ve gelişimini, koca imparatorluğun müktesebatını hiçe sayarak sadece kendi üzerlerine almaları ve asıl unsurları hiçe saymaları koca bir yalandır. Ermeni ve Rumlar küçük kavimler olduğu için, kendi güvenlik ve duruşlarını nümayiş ve dernekleşme tarzında gösteriyorlar. Bu yüzden de kendi içlerinde gayet milliyetçi dışarıya karşı da gayet agresif oluyorlar. Potansiyel düşman olarak da Türkleri gördükleri için fırsatını bulduklarında tecavüze yelteniyorlar.
Teşeffi-i gayz; öfkesini bir hedefe boşaltarak rahatlamak anlamındadır. Ermeni ve Rumlar kendi hayalinde ya da potansiyel olarak Türkleri mütecaviz olarak algılıyorlar ve sürekli temkinli duruyorlar.
Hürriyet ve meşrutiyet; askerlerimizin süngüsüyle, cemiyet-i milliyenin kalemiyle sahife-i vücuda geldi. Yani hürriyet ve meşrutiyetin kazanım sürecinde Osmanlı evlatlarını askerlik ile cephelerde tüketti. Milletin aydın ve düşünürleri de kalemi ile bu konu da kafa yordu. Koca bir milletin kazanımında her kesimin bir payı ve hissesi vardır. Hiçbir kesim kalkıp da milletin kazanımını tek başına üzerine alamaz.
(1) bk. Münazarat, Sualler ve Cevaplar.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü