"Senin iktidarın kısa, bekan az, hayatın mahdud, ömrünün günleri ma'dud ve her şeyin fânidir. Öyle ise, şu kısa, fâni ömrünü fâni şeylere sarfetme ki, fâni olmasın. Bâki şeylere sarfet ki, bâki kalsın..." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"İ’lem Eyyühel-Aziz! Senin iktidarın kısa, bekan az, hayatın mahdud, ömrünün günleri ma'dud ve her şeyin fânidir. Öyle ise, şu kısa, fâni ömrünü fâni şeylere sarfetme ki, fâni olmasın. Bâki şeylere sarfet ki, bâki kalsın."
"Evet, yaşadığın ömürden dünyada göreceğin istifade ancak yüz sene olur. Bu yüz sene ömrünü yüz tane hurma çekirdeği farzedelim. Bu çekirdekler iska edilip muhafaza edilirse, ilâ-mâşâallah semere verecek yüz tane ağaç olur. Aksi takdirde ateşe atıp yakmaktan başka bir istifadeyi te'min etmez. Kezalik senin o yüz senelik ömrün de şeriat suyu ile iska ve âhirete sarfedilirse, âlem-i bekada ilelebed semerelerinden istifade edeceksin. Binaenaleyh semeredar yüz tane hurma ağacını terk ve yüz tane çekirdeklerine kanaat ile aldanırsa, o adam, hutameye (cehenneme) hatab olmaya lâyıktır."(1)
Fakirden sadaka beklenmez, kör köre yol gösteremez. O halde, fani insanların teveccühüne aldanmanın bir mânası yok. Onlar da ölecekler, biz de. Kabristanın bir köşesinde alkışlayanlar hesap verecek, bir başka köşesinde alkışlananlar.
“İnsanlarla iyi geçinmek sadakadır” hadis-i şerifinden ders alarak insanlarla iyi geçinelim, gönüllerini hoş tutalım, ihtiyaçlarını görelim, yardımlarına koşalım. Ancak bütün bunları yaparken kendimizi unutmayalım. İstidat çekirdeğimizi sünbüllendirmek ve “cennete layık bir kıymet almak” en büyük meselemiz olsun.
Senelerimiz birer çekirdeğe benzetilmiş. Bu çekirdekleri şeriat suyu ile yani İslâm’ın emirlerini yerine getirmekle sulayalım; açılıp büyümelerine, birer ağaç olmalarına çalışalım; tâ ki beka âleminde onun semerelerinden istifade edelim.
Bir başka risalede insanın istidadı çekirdeğe benzetiliyor. O çekirdeğin ubudiyet toprağında, iman ziyası altında, İslamiyet suyu ile sulanması gerektiği ifade ediliyor. Bunlar kâmil insan olmanın, kâmil mü’min olmanın reçeteleridir; düsturlarıdır, esaslarıdır. Bunlara uymayan insan, sadece ömrünü zayi etmekle kalmaz, cehenneme odun olmak gibi çok acı bir akıbete düçar olur.
(1) bk. Mesnevi-i Nuriye, Zerre.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü