"Şimşek gibi fikri, onlar üstünde gezdiriyor. O pek çok uzun zamanı, hazır bir sahife gibi nazara gösterir. Zikredilmeyen hadisatı hayale havale edip, âli bir selasetle beyan eder." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"İnsanın ağzından hiçbir söz çıkmaz ki, yanında onu yazmaya hazır, gözetleyici bir melek olmasın. Derken ölüm sarhoşluğu gerçekten geliverir. İşte senin kaçıp durduğun şey budur. Ve sura üfürülür. Vaad olunan gün işte budur. Herkes yanında bir sevk eden, bir de şahitlik eden melekle beraber gelir. And olsun ki sen bundan gafildin. Şimdi gözünden perdeyi kaldırdık. Bakışın pek keskindir bugün! Yanındaki melek, 'İşte onun defteri bende hazırdır.' der. Atın cehenneme her bir inatçı kâfiri!" (Kaf, 50/18-24).
Kur’an bu ayette, insanın başına gelecek uzun ve meşakkatli hâlleri veciz ve hülasa hâlinde ifade buyuruyor. Yani o uzun ebed yolculuğunun bütün teferruatını anlatmıyor, can alıcı noktaları ve meselenin özünü ifade edip, tafsilatını akla havale ediyor.
Bu ifade tarzında îcaz galiptir, yani az söz ile çok şey ifade edilmektedir. Yoksa şeytanın vesvese verdiği gibi, Kur’an konudan konuya atlayarak ayetlerin selasetini bozmuyor. Tam tersine, ehemmiyetli noktaları ihtar ile aklı ve hayali çalıştırıyor. Selasete zarar vermeyen bir icmal ve îcaz yapıyor.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü