"Sonra ıslah-ı hâl etmez isek, dünya kadar bizi muahaze etsinler; kabahat, hükûmet-i zalimenindir. Bizim de olsa, Güneş garbdan tulû' etmediğinden tövbenin kapısı açıktır." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Hem de vahşet ve ihtilaf ve aşâirlik ve hükûmetsizlik netaice-i zarûriyesi olan fenâlıkları, Kürdlere sebeb-i kemâl olan askerlik mürafakatiyle illet-i tardiyye gibi illet yapmak; bir büyük âlimin işlediği bir kabahat ile ilmi tezyîf ve muzır bilmek gibidir. Şimdiye kadar 'Hamîdî' o zayıf hükümet-i sâbıkanın hudud-u mühimmini muhafaza ve düşman-ı vatanın tepesine bir 'asâ-yı tehdid' idi... Ve muhakkak olan, çok mazarrat-ı adideye karşı bir sedd-i ahenin teşkil etmişlerdi. Hâkimiyet-i milleti te'min eden efkâr-ı umumiyenin düşman-ı bîemanı o gebermiş olan 'istibdad'ı ibkâ ve ilkâ-yı ihtilâf ile efkâr-ı umumiyeyi tefrika ile imhâ ve efkâr-ı umumiyeyi tenvir ve taskil eden maârifi ifnâ ve imdad-ı cehalet ile ıtfâ ettiğinden; şimdi dişleri dökülmüş olan eski hükümet büyük bir kabahat işlemiş ki; keffareti, kaç seneye kadar yeni hükümet-i âdile bizi ihmal ve müsamaha etmektedir."
"Tâ ki, kâfil-i hayat-i millî ve muhafaza-i hukukî olan efkâr-ı umumiyeyi tevlid eden ittihadı ve o efkâr-ı umumiyenin dürbünü ve seyf-i katı'ı ve menar-ı rehberi olan maarifi te'sis etmeye muvaffak olalım. Sonra ıslah-ı hâl etmez isek dünya kadar bizi muahaze etsinler; kabahat, hükûmet-i zalimenindir. Bizim de olsa, Güneş garbdan tulû' etmediğinden tövbenin kapısı açıktır. Hem de medenî ve özürsüz ve ahlâk ve hayat-ı hükûmeti esasıyla sarsan sair ehl-i kabahat afv olunsa, biz özr-ü cehalet için bittab' afva daha ziyade müstehak ve muhtacız."(1)
Vahşet, ayrılık, aşiretçilik ve hükümetten uzak olması sebebi ile idareden uzak olan Kürtler için "Hamidiye Alayları" idareye yakınlaşma ve bir parça eğitim alma adına çok olumlu bir kurum haline gelmişti. Burada bu kurumun lağvedilmesi Kürtler açısından çok zararlı ve yanlış olmuştur, denilerek tepki gösteriliyor.
Eğitim kurumu olan Hamidiye Alaylarının kapatılması istibdat, cehalet, ihtilaf, tefrika gibi illetlerin yeşermesine ve kökleşmesine neden olmaktadır. Ki bu kabahat eski ve dişleri dökülmüş şeklinde tasvir edilen otoriter saltanat rejiminin bir eseridir.
Birliğin, beraberliğin, kalkınmanın ve güçlenmenin ana motoru eğitim ve eğitimin zamana uygun bir şekilde ıslah edilmesi ile mümkündür. Eğitim olmadan vahşet, ayrılık, aşiretçilik, ayrılık, istibdat gibi illetler tedavi edilemez. Eğitim ve meşrutiyet Anadolu’nun batısında inşa edilmemişken doğusuna inşa edilmesi pek mümkün değildir ve Kürtlere bu hususta daha bir hoşgörü ile bakmak gerekiyor. Burada hükümet üzerine düşeni yaptıktan sonra burada da istenilen düzeyde maarifi tesis etmeye muvaffak olunacaktır.
Şayet bu yapılması gerekenler yapıldıktan sonra, yine de halimizi islah etmezsek, o zaman ellerinden gelen cezayı versinler. Burada kabahat hükümetindir, şayet kabahat Hamidiye Alaylarının olsa, kıyamet kopmadığından ve tövbe kapısı açık olduğundan elbette hatamızdan döneriz. Elbette medeni ve bilerek, isteyerek hata işleyenler bile affolunmuşsa, elbette cehaletten ve bilmeden hata işleyenler haydi haydi affa müstahak ve muhtaçtır.
(1) bk. Asar-ı Bediyye, Makaleler, Makale-2 (Hamdiye Alaylarına Dair Beyan-ı Hakikat), İttihad Yay., İstanbul 2002, s. 557.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü