"Şark'ta medeniyetin müessisi ve bize bir ders-i ibret vermiş olan Japonların medeniyet-i cismaniyelerine hayat vermek için, taharri-i din ederek bazı sualler sormuşlar idi." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Şimdiki Şark'ta medeniyetin müessisi ve bize bir ders-i ibret vermiş olan Japonların medeniyet-i cismaniyelerine hayat vermek için, taharri-i din ederek bazı sualler sormuşlar idi. Ve ben de kendim gibi bir cevap vermiş idim. Ben bu cevabın kuvvetini tecrübe için, (ki bu mazî ve istikbal ortasında açılan büyük selli dere ve uçurum üzerinden atlıyacak mı? yoksa sair zaif ve kuvvetsiz ve hakikatsiz ve ihtiyarlanmış olan adât ve efkâr gibi mâzî tarafında mı kalacak? bilmek için;) bu cevabı şimdiki efkâr-ı umumiyeye peşkeş ve hediye ediyorum." (Asar-ı Bediiyye, Makale-8: İLMİYE!)
Japonlar, Uzak Doğu'da medeniyeti kuran bir milletir ve bize de bu konuda güzel bir örnek ve ibret olmuşlardır. Japonlar ayrıca kendi medeniyetlerini canlı tutabilmek için medeniyetlerine uygun ve uyumlu bir din arayışı içine girmişler. İslam dinini de sorup sorgulamışlar ve Üstadımız da onların sorularına birtakım cevaplar vermiştir.
"Müstemi, müteharri-i hakikat bir Japon" ifadesinde de ifade edildiği gibi, Şualar mecmuasına dercedilen Beşinci Şua'nın yazılmasına sebeb olan Japon Başkomutanıdır. Bu Beşinci Şua mecmuası Japon Başkomutanının İstanbul’da Bediüzzamanı ziyaret etmesi ve ahir zamanla alakalı olan hadis-i şerifleri sorması, akabinde de Bediüzzaman’ın ona cevap vermesinden ibarettir. Bu cevaplar daha sonra "Beşinci Şua" adıyla Şualar mecmuasına derc edilmiştir.
"...Ve rağbet-i umumiyeyi celb ile bizim gibi nevresidenin sa'yine neşât vermek için bir hizmet niyetindeyim. Şu bintül-fikri ve zâde-i tabiat ve semere-i fuad, şimdiki daire-i vâsia-i hürriyetle mütenasib geniş ve haşmetli efkâr-ı umumiyenin rağbetine yakışacak -uslûb cihetiyle- bir şey değil ise de, lakin dört cihetiyle antika olduğundan ve antikalık, guluvv-u kıymetin yerini tutmakla; itibar-ı umumiyenin rağbetine istihkakı ümid ediyorum." (bk. age.)
Kamuoyunun dikkatini çekmek hem yeni yetişen nesle gayret ve çalışmasına neşe vermek için hizmet ediyorum. Söyleyeceğim bu fikirler, bu asrın geniş ve özgürlükçü fikirleri yanında bir şey değilse de lakin dört cihetiyle antika olduğundan ve antikalık, yüksek bir değer ve kıymetin yerini tutmakla; kamuoyunun ilgi ve dikkatini çekeceğini ümid ediyorum...
Birinci antikalık ciheti: Dağ meyvesidir.
İkincisi: Tabiiliktir.
Üçüncüsü: Üslub-u garibimdir.
Dördüncüsü: Bu cevap gençtir, ihtiyardır. Bedevîdir, medenîdir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü