"Sünnet-i Ahmediyeyi (a.s.m.) ihya ile ilan ile icra ile başkumandanları olan Büyük Mehdi" ne demektir?
Değerli Kardeşimiz;
"Evet, yüzer kudsî kahramanları yetiştiren ve binler manevi kumandanları ümmetin başına geçiren ve hakikat-i Kur'aniyenin mayası ile ve imanın nuruyla ve İslâmiyet'in şerefiyle beslenen, tekemmül eden Âl-i Beyt, elbette ahir zamanda, şeriat-ı Muhammediyeyi ve hakikat-ı Furkaniyeyi ve sünnet-i Ahmediyeyi (a.s.m.) ihya ile ilân ile icra ile başkumandanları olan Büyük Mehdinin kemal i adaletini ve hakkaniyetini dünyaya göstermeleri gayet makul olmakla beraber, gayet lazım ve zaruri ve hayat-ı içtimaiye-i insaniyedeki düsturların muktezasıdır." (Şualar, Beşinci Şua, İkinci Makam)
Üstad'ımız Âl-i Beytin İslam alemine çok kaliteli kahramanları yetiştirdiğini, binler manevi kumandanları ümmetin başına geçirdiğini, Kur'anın hakikatinin mayası ve imanın nuru ve İslamiyetin şerefiyle beslendiğini çok veciz bir şekilde ortaya koyuyor. Her asrın manevi mücahitlerinin başlarının ve üstadlarının Ehl-i beyt olduğunu Risalelerin çok yerlerinde izah etmektedir.
"Âl-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm, Âl-i İbrahim Aleyhisselâm gibi öyle bir vaziyet almış ki, umum mübarek silsilelerin başında, umum aktar ve âsârın mecmalarında o nuranî zatlar kumandanlık ediyorlar. (Mektubat, 29. Mektub, 7. Kısım)
Yukardaki cümlede her asırda gelen mücahitlerin başında, Ali Beytin nurani şahsiyetlerinin olduğu güzelce ortaya konmuştur. Takip eden cümlede ise, bütün zamanlarda İslam alemine fedai ve nurani zatlar yetiştiren Âl-i Beytin elbette ahirzamanın büyük kumandanı olan Hz. Mehdinin de en has ve halis ordusunun da Âl-i Beytin nuranileri olacağının müjdesini vermektedir.
"Elbette Ahir zamanda şeriat-ı Muhammediyeyi ve hakikat-i Furkaniyeyi ve Sünnet-i Ahmediyeyi (A.S.M.) ihya ile ilân ile icra ile başkumandanları olan Büyük Mehdi'nin kemal-i adaletini ve hakkaniyetini dünyaya göstermeleri gayet makul olmakla beraber, gayet lâzım ve zarurî ve hayat-ı içtimaiye-i insaniyedeki düsturların muktezasıdır."
Üstad'ımızın bu cümlesini yine Üstad'ımız başka yerde aynı mana, fakat farklı ifadelerle şöyle ortaya koyuyor.
Ve öyle bir kesrettedirler ki, o kumandanların mecmuu, muazzam bir ordu teşkil ediyorlar. Eğer maddî şekle girse ve bir tesanütle bir fırka vaziyetini alsalar, İslâmiyet dinini milliyet-i mukaddese hükmünde rabıta-i ittifak ve intibah yapsalar, hiçbir milletin ordusu onlara karşı dayanamaz. İşte, o pek kesretli o muktedir ordu, Âl-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmdır ve Hazret i Mehdînin en has ordusudur." (Mektubat, 29. Mektub, 7. Kısım)
Netice: Âl-i beyt, Efendimiz (a.s.m)'dan başlamak suretiyle ta kıyamete kadar, İslam aleminin teşekkülünde ciddi vazifeler görmüş ve görüyor ve görecektir. Bu nedenledir ki, Âl-i Beyt ahir zamanın kumandan-ı azamı olan Hz. Mehdi'nin en güçlü ordusu ve en nurani yoldaşı olacaklardır.
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü