"Taklidi kırılmış ve teslimi bozulmuş asır"dan maksat nedir? Devamındaki "İmanımızın kurtulmasına kâfi gelir." ifadesi, imanın tamamı için mi yoksa haşir için mi kullanılıyor?
Değerli Kardeşimiz;
"... Kur’ân-ı Hakîmin feyziyle ve Hâlık-ı Rahîmin rahmetiyle, şu taklidi kırılmış ve teslimi bozulmuş asırda, o derin ve yüksek yolu şu derece ihsan ettiğinden, bin şükür etmeliyiz. Çünkü imanımızın kurtulmasına kâfi gelir. Fehmettiğimiz miktarına memnun olup tekrar mütalâa ile izdiyâdına çalışmalıyız."(1)
Üstad burada, bu zamanda fen ve felsefeden gelen dinsizlik hareketine işaret ediyor. Bu asırda dinsizlik, fen ve felsefeden geldiği için halli zordur. İnsanların ekseriyetini fen ve felsefeden gelen materyalist ve maddeci düşünce, şüphe ve inkâra düşürmüştür.
Bir binanın en ehemmiyetli yeri temelidir; bir ağacın en mühim âzâsı ise köküdür. Temelsiz ve köksüz bina ve ağaç olamaz, ayakta duramaz. İslam binasının ve ağacının kökü ve temeli de imanın esaslarıdır.
Maddeci felsefe, İslam binasının ve ağacının kökü ve temeli olan imanın esaslarına hücum ettiği için, İslam milletinin imanına ve teslimiyetine zarar veriyor, o bağı koparmaya çalışıyor. Ve bu hususta belli bir başarı da elde etmiştir. Bunun delili; hâlihazırdaki Müslümanların yaşantısı ve fiiliyatıdır. İslam âleminde günahlar serbestçe işleniyor ve farzlara da dikkat edilmiyor ise; taklit ve teslimiyetin ne denli zaafa uğradığı anlaşılır.
Bugün bir İslam ülkesinde rüşvet ve hırsızlık had safhaya çıkmış, hatta dünya sıralamasında ilk ona giriyor ise; bu sağlam ve kavi bir iman ile izah edilemez.
İman bir bütündür, parçalara ayrılamaz. Kişi imanın belli kısımlarında çok kuvvetli olup bir hususta şüphe içinde olsa, o iman makbul ve sahih olmuyor. Bu yüzden Üstadımızın buradaki ifadesi imanın tamamı için geçerlidir.
“İman altı rüknünden çıkan öyle bir vahdanî hakikattır ki, tefrik kabul etmez. Ve öyle bir küllîdir ki, tecezzi kaldırmaz. Ve öyle bir külldür ki kabil-i inkısam olmazlar. Çünki her birrükn-ü imanî, kendini isbat eden hüccetleriyle sair erkân-ı imaniyeyi isbat eder. Herbiri her birisine gayet kuvvetli bir hüccet-i a’zam olur.”(2)
Zaten Risale-i Nurlar imanın temeli olan altı esası iki kere iki dört kat’iyetinde izah ve ispat ettiği için, Risale-i Nur'u anlayarak ve hazmederek okuyan birisi, inşallah imanla kabre girer.
Dipnotlar:
(1) bk. Sözler, Onuncu Söz, Mukaddime.
(2) bk. Şualar, On Birinci Şua, Dokuzuncu Mesele.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü