Üstad Hazretlerinin, orduda ileride bir kahramanın dizgini eline geçireceğine dair işaretleri var mıdır? Bugünlerdeki Ergenekon vs. gelişmeler bu mânada mülahaza edilebilir mi?
Değerli Kardeşimiz;
"Dördüncü cihet ve sebep: Büyük Deccalın, ispritizma nevinden teshir edici hassaları bulunur. İslâm Deccalının dahi, bir gözünde teshir edici manyetizma bulunur. Hattâ, rivayetlerde 'Deccalın bir gözü kördür.' diye nazar-ı dikkati gözüne çevirerek Büyük Deccalın bir gözü kör ve ötekinin bir gözü, öteki göze nisbeten kör hükmünde olduğunu hadiste kaydetmekle, onlar kâfir-i mutlak bulunduğundan, yalnız münhasıran bu dünyayı görecek bir tek gözü var ve âkıbeti ve âhireti görebilecek gözleri olmamasına işaret eder."
"Ben bir mânevî âlemde İslâm Deccalını gördüm. Yalnız bir tek gözünde teshirci bir manyetizma gözümle müşahede ettim ve onu bütün bütün münkir bildim. İşte bu inkâr-ı mutlaktan çıkan bir cüret ve cesaretle mukaddesata hücum eder. Avâm-ı nâs hakikat-ı hali bilmediklerinden, harikulâde iktidar ve cesaret zannederler."
"Hem şanlı ve kahraman bir millet, mağlûbiyeti hengâmında, böyle istidraçlı ve şanlı ve talihli ve muvaffakiyetli ve kurnaz bir kumandanı bulunduğundan, gizli ve dehşetli olan mâhiyetine bakmayarak, kahramanlık damarıyla onu alkışlar, başına kor, seyyielerini örtmek ister. Fakat kahraman ve mücahid ordunun ve dindar milletin ruhundaki nur-u iman ve Kur'ân ışığıyla hakikat-ı hali göreceği ve o kumandanın çok dehşetli tahribatını tamire çalışacağı rivayetlerden anlaşılır."(1)
Buradaki ifadeler, ordudaki bir kahramanın ileride dizgini eline geçireceği şeklinde değil; “Fakat kahraman ve mücahid ordunun ve dindar milletin ruhundaki nur-u iman ve Kur'ân ışığıyla hakikat-ı hali göreceği ve o kumandanın çok dehşetli tahribatını tamire çalışacağı rivayetlerden anlaşılır” şeklindedir.
Birincide ordu içinde bir kahraman çıkacak mânası anlaşılırken, Üstad'ın ifadesinde kahraman ordu ve Türk milleti o dehşetli komutanın tahribatını tamir edip onun yanlışından kurtulacak, mânası vardır. Her iki ifade arasında çok farklılıklar var. Ordu burada hem Türk Milleti, hem de Türk Ordusu şeklindedir. Türk Milleti İslam’ın ordusu iken, ordu da Türk Milletin içinden çıkan bir ordu demektir. İnşallah her ikisi de bu esaretten ve tahakkümden kurtulacaktır. Bu da iman ve Kur’an hizmeti sayesinde olacaktır.
"Hem en acîbi budur ki: Başka mahkemenin müdde-i umumîsi benden sordu: 'Mahrem Beşinci Şuâda demişsin: "Ordu dizginini o dehşetli şahsın elinden kurtaracak." Muradın, orduyu hükümete karşı itaatsizliğe sevk etmektir.' Ben de dedim: 'Maksadım, o kumandan ya ölecek veya tebdil edilecek, ordu tahakkümünden kurtulacak, demektir.' Acaba, hem gayet mahrem, sekiz senede yalnız iki defa elime geçen ve aynı zamanda kaybedilen, hem âhirzamana ait bir hadisin mânâsını küllî bir surette beyan eden, hem aslı eskiden telif edilen bir risale, hem bir tek nefer görmediği halde nasıl sebeb-i itham olur?' Maattessüf, o insafsızların o acip ithamı iddianameye girmiş."(2)
Burada Üstad Hazretleri, yukarıda beyan ettiğimiz hakikati tam olarak izah ediyor.
Dipnotlar:
(1) bk. Şualar, Beşinci Şua.
(2) bk. Tarihçe-i Hayat, Denizli Hayatı.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar