Üstad yarı ümmi miydi? Neden gelen ilhamları kendisi kayda geçirmiyordu, başkalarına yazdırıyordu?
Değerli Kardeşimiz;
Yarım ümmi demekten kasdınız, yarım yazmak ise, evet, doğrudur. Üstadımızın hattı yok denecek kadar zaif olduğunu hem kendisinden, talebelerinden ve hem de kaleme aldığı bir kaç yazıdan anlamaktayız.
Bunun sebebini ise kendisi şöyle açıklamaktadır;
"Bu biçare Said'in gayet muhtaç olduğu ve yetmiş seneden beri o san'atla meşgul olması ve bazı gün iki yüz sayfa kadar tashihe mecbur olmasıyla beraber, on yaşındaki zeki bir çocuğun on günde muvaffak olduğu yazı kadar bir yazıya mâlik olamadığına hayret ediliyordu. Halbuki Said bütün bütün istidatsız değildir. Hem de nesebî kardeşlerinin hepsinin de güzel yazıları olduğu halde, bu kadar yazıya muhtaç iken böyle yarım ümmî vaziyetinin hikmeti, kanaat-i kat'iyemle şudur ki:
"Bir zaman gelecek ki, cüz'î ve şahsî iktidarlar, kuvvetler mukabele edemeyecek dehşetli ve mânevî düşmanların hücumu zamanında güzel yazı sahiplerini ruh u canıyla aramak ve hizmetine şerik etmek ve o çekirdeğin etrafında su, hava, nur gibi o mânevî ağaca hizmet etmek için o şahsî ve cüz'î hizmeti, küllî ve umumî ve kuvvetli ve bir kaleme mukabil binler kalemi bulmak hikmetiyle ve buz parçası gibi benliğini o mübarek havuz içinde eritmesiyle hakikî ihlâsı elde etmek ve bu suretle imana hizmet etmek hikmetiyle olmuş." (1)
(1) bk. Emirdağ Lahikası-II, (66. Mektup)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü