"Ve o mezkûr hakikatleri iktiza ettiği için, kâinatı dağdağa-i tağayyür ve fenâdan, tahavvül ve zevalden kurtarmak ve ebedîleştirmek..." Devamındaki ayetlerle izah eder misiniz?

Değerli Kardeşimiz;

"Ve o mezkûr hakikatleri iktiza ettiği için, kâinatı dağdağa-i tagayyür ve fenâdan, tahavvül ve zevalden kurtarmak ve ebedileştirmek için o zıdların tasfiyesini istedi ve tegayyürün esbabını ve ihtilafatın maddelerini tefrik etmek istedi. Elbette kıyameti koparacak ve o neticeler için tasfiye edecek. İşte şu tasfiyenin neticesinde cehennem ebedi ve dehşetli bir suret alıp, taifeleri وَامْتَازُوا الْيَوْمَ اَيُّهَا الْمُجْرِمُونَ tehdidine mazhar olacak. Cennet ebedi, haşmetli bir suret giyerek ehil ve ashabı سَلاَمٌ عَلَيْكُمْ طِبْتُمْ فَادْخُلُوهَا خَالِدِينَ hitabına mazhar olacak."(1)

Bu dünya hayatında zıtların birlikte bulunmalarıyla ortaya çıkan tağayyür ve tahavvüller o âlemde son bulacak, zıtlar tasfiye edilecektir. Yani bu dünyada, meselâ, elem ve keder birlikte bulunduğu halde, ahirette elemlere hiç sevinç karışmayacağı gibi, sevinçlere de hiç elem girmeyecektir. Bu tasaffi neticesinde, bütün lütuflar ve ihsanlar bir âlemde, bütün kahır ve cezalar da ayrı bir âlemde toplanacaktır.

Metinde geçen birinci ayetin meali:

"(Allah, şöyle buyurur:) Ey mücrimler (suçlular)! Ayrılın bugün!" (Yâsîn, 36/59)

İkinci ayetin meali:

"(Cennet bekçileri onlara şöyle der:) Size selam olsun! Tertemiz oldunuz. Haydi ebedî kalmak üzere girin buraya (cennete)." (Zümer, 39/73)

1) Sözler, Yirmi Dokuzuncu Söz, İkinci Maksat.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü