"Yahudi milleti, pek çok zahmetle kazandığı, kendine faidesi az,.." Yahudiler mal ve para açısından oldukça zenginler, bunların faydasının az olmasını nasıl anlayabiliriz?
Değerli Kardeşimiz;
“Faydası az” ifadesini birkaç şekilde anlamak mümkündür.
"Hem dünyada, milletler içinde şiddet-i hırsla meşhur olan Yahudi milletinden daha ziyade rızık peşinde koşan olmuyor. Halbuki zillet ve sefalet içinde en ziyade sû-i maişete onlar maruz oluyorlar. Onların zenginleri dahi süflî yaşıyorlar. Zaten ribâ gibi gayr-ı meşru yollarla kazandıkları mal, rızk-ı helâl değil ki meselemizi cerh etsin."(1)
"Hem Yahudi milleti hırs ile ribâ ile hile dolabı ile rızıklarını zilletli ve sefaletli, gayr-ı meşru ve ancak yaşayacak kadar rızıklarını bulması ve sahrânişinlerin, yani bedevîlerin, kanaatkârâne vaziyetleri, izzetle yaşaması ve kâfi rızkı bulması, yine mezkûr dâvâmızı kat'î ispat eder."(2)
Üstad Hazretleri burada Yahudi milletinin ne derece hırslı olduklarına ve dünyayı ne kadar çok sevdiklerine işaret ediyor ve bundan da zillet ve meskenet cezasına çarptırıldıklarını söylüyor. Kazandıkları dünyalığın ve servetin de haram olan faiz yolu ile olduğunu, ama bu servetten tarih boyunca fayda görmediklerine işaret ediyor.
Zillet ve meskenet cezası ise, yersiz ve yurtsuz kalıp sair devlet ve kavimlere mülteci olmak mânasındadır. Yahudiler tarih boyunca hep yersiz ve yurtsuz kalıp her kavimden şiddetli tokatlar yemişlerdir. Bunun en bariz ve en yakın misali Alman Hitleridir. Kaderin cilvesi ki tarihte bu zalim ve alçaklara şefkat sinesini açan hep Osmanlı gibi Müslüman devletler olmuşken, hâlihazırda o tokat ve zilletin acısını Filistin'den çıkarıyorlar.
İkincisi, onların serveti ancak bu kısacık dünya hayatında geçerlidir. Halbuki ahiret hayatı ebedîdir. Dünyanın elli-yüz yıllık saltanatı ve serveti ebedî hayatın yanında beş para etmez, esamesi bile okunmaz.
Üçüncüsü, Anadolu'daki tabirle "Yahudiler varlık içinde yokluk çekiyorlar." Yoksa sefalet ve süfli olmaları, fakir olmaları mânasına gelmiyor. Varlıklı olmalarına rağmen gönül ve rahat-ı kalb ile istifade edemiyorlar, demektir.
Bugün İsrail belki askerî ve siyasî olarak güçlü olabilir, ama güvenlik noktasından sürekli bir endişe içindedirler ki bu da bir cihetle süfliyettir. Evet, servet içinde iken büyük bir endişe ve korku içinde yaşamak bir cihetle zillettir.
Dipnotlar:
(1) bk. Mektubat, Yirmi Dokuzuncu Mektup, Üçüncü Desise-i Şeytaniye.
(2) bk. Lem'alar, On Dokuzuncu Lem'a.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü