"Vücub-u zekât ve hurmet-i ribâ, karz-ı hasen şerâit-i sulhiyedir. Şu ribâ taşını altından çeksen, şu zâlim medeniyet kasrı çökecektir." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Dünyadaki bütün ihtilallerin, karışıklıkların, inkılapların temelinde menfaat yatmaktadır. Semavi dinlerden, hakikatlerden uzaklaşan insanlar, nefsin ve şeytanın tasarrufu altına girdiklerinden "biz" mantığını terkederek, gurur ve enaniyetlerine kuvvet verip sadece ve sadece, menfaatleri ve çıkarları için çalışmakta ve yaşamaktadırlar. Bu da hastalık olarak, umumi hale geldiğinden, dünyada sistemleşmiş ve propaganda ile herkes bu menfaat sistemine uymaya ve tâbi olmaya zorlanmaktadır.
Bu sebepten dolayı Üstadımız, bu mimsiz medeniyetin çarklarının menfaat ve sefahat üzerine döndüğünü ifade eder. Bu da mahiyeti itibarıyla fazileti ve fedakarlık ruhunu öldürüyor.
Dünyayı menfaat merkezli sisteme tabi eden ve acımasız şartlar altında yüzde sekseni sömüren bir zihniyet ve bir menfaat şebekesi mevcuttur. Bu şebekenin ve zihniyetin bize menfaat açısından görünen kısmı, faiz merkezli bankalardır. Faiz, bütün dinlerde haramdır. Bunun hurmetinin sebebi; insanları zehirleyen kargaşaya iten ve ihtilallere sevkeden özelliğidir. Yani faizin haramiyetinde, Cenab-ı Hak, insanların içtimai ve sosyal hayatlarının denge, huzur ve münasebetlerini korumaktadır.
Şeytan ve ekibi ise, Cenâb-ı Hak'la mücadele yolunu tercih ettikleri için, burada da zıt düşerek insanlığı bozguna uğratacak, ifsad edecek malzemeyi ve imkanı, faiz olarak bulmuşlardır.
Bu sistemin dünya çapındaki adı FED ve IMF dir. Bu yapı bir kangren gibi bütün coğrafya ve mekanlara kadar sızmıştır. Bu yapı sayesinde dünyayı idare etmek isteyen güç, insanlığı ve imkanı sömürge haline getirmiştir.
Şeriat çalışmadan zahmetsiz kazancı haram kabul etmiştir. Bu faizdir ve faiz öyle meşum bir yapıdır ki, faizle iktifa eden insanlar dahi, dikkatle imkanlarını değerlendirseler, sermayelerinin zamanda tükendiğini görecekler. Çünkü bankaları kuran yapı, milleti faiz ve güç kazanmaya itmekle beraber, onun karşısına enflasyon denen bir canavar icat ederek, zavallı insanlar fark etmeden, aynı zamanda onların sermayelerini de bir başka müdahale ile azaltmış oluyor. Yani zulüm içinde zulüm icra ediyorlar. Muazzez Üstadımız burada ifade ettiğimiz hususu Lemaat'da mealen şöyle izah etmektedir:
"Ribâ atâlet verir, şevk-i sa’yi söndürür. Ribânın kapıları, hem de onun kapları olan bu bankaların her dem nef’i ise, beşerin en fena kısmınadır. Onlar da gâvurlardır. Gâvurlardaki nef’i en fena kısmınadır; onlar da zalimler. Her dem zalimlerdeki nef’i en fena kısmınadır. Onlar da sefihlerdir."(1)
İşte bu sefihler, FED ve IMF gibi, tüm dünya çapındaki örgütlerin ve sistemlerin başında bulunan yurtsuz, vatansız ve aşağılık hainlerdir.
Muazzez Üstadımız başka bir yerde buyuruyor ki "Şu menfaat çarkı üzerinde duran mimsiz medeniyetin altından, faiz taşını çeksen, medeniyet yıkılacaktır."
İslamiyet, bu insanlık belasının karşısına, zekatın farziyeti, faizin haramiyeti ve yardım şubeleriyle çıkmaktadır.
Genel olarak faizin sebebiyet verdiği karışık ve ihtilaller ise, emek ve sermayenin çarpışması olarak görülür. Bu dünya çapında bir karışıklıktır. Hatta öyle küresel bir mücadeledir ki, 1 Mayıs olarak ve bayram olarak kabul edilmiş, ettirilmiştir. Bu bayramdan daha umumi bir gün yoktur. Herkesin Bayram tatili kendilerine has olup hususi ve muvakkattir. Fakat emek ve sermayenin çarpışması diye lanse edilen 1 Mayıs; din, dil, ırk, mezhep, cins, zaman ve mekan fark etmeksizin, küresel bir nümayiştir.
İşte bu ihtilallerin ve küresel karışıklıkların izalesi ve emek ve sermayenin mücadelesinin teskin edilmesi için, İslam'ın ortaya koyduğu müesseseler, faizin yasaklanması, zekatın vacip olması ve diğer yardım mekanizmalarının devreye girmesidir. Bu zuhur ederse, çatışmalar muhabbetlere ve huzura kalbolur. Yani güçlüler ve zenginler; zayıflara, ihtiyaçlılara, hizmet edenlere şefkat ve merhametle yaklaşır. İdare edenler ve işçiler ise, isyan ve tuğyanlardan vazgeçerek, hürmet ve itaat ile muamele ederler. Zenginler ve fakirler arasındaki uçurum ve dere bu şekilde, tesviyeye tabi tutulur. Dünya huzura gark olur...
(1) bk. Sözler, Lemeât.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü