"Zeminin yüzünde kesret o kadar intişar etmiş ve hilkat o kadar teşa’ub etmiş ki, bütün kâinatta münteşir umum masnuatın pek çok fevkinde ecnas-ı mahlukat ve esnaf-ı masnuat, küre-i zeminde bulunur, değişir, daima dolup boşalır." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Evet, zeminin yüzünde kesret o kadar intişar etmiş ve hilkat o kadar teşa’ub etmiş ki, bütün kâinatta münteşir umum masnuatın pek çok fevkinde ecnas-ı mahlukat ve esnaf-ı masnuat, küre-i zeminde bulunur, değişir, daima dolup boşalır." (Sözler, Otuz Birinci Söz, Üçüncü Esas.)
Yeryüzü kâinata nispetle gerek canlı çeşitliliği bakımından olsun gerek ilahi sanatlar bakımından olsun kâinatın en zengin, en çeşitli ve en muazzam merkezi konumundadır.
Milyonlarca bitki türü, hayvan çeşidi ve insan ve cinler yeryüzünün ecnas-ı mahlukatından oluyorlar. Bu açıdan bakıldığında dünya kâinatın fevkinde bir konuma sahiptir. Yani dünya mahlukat çeşitliliği açısından kainatın en verimli gezegeni oluyor.
Yaklaşık 1 milyonu böcek olmak üzere 1,5 milyondan fazla hayvan türü tanımlanmıştır; fakat tanımlanmamış olanlarla birlikte 7 milyondan fazla hayvan türü olduğu tahmin edilmektedir.
İnsan olsun cin olsun, hayvan olsun bitki olsun bu türlerin hepsi birer kudret mucizesi sanat harikası niteliğindedir.
Ayrıca bu arz varlıkları olan bitki, hayvan, cin ve insanların devamlı değişmeleri, gelenlerin hiçbirisi gidenle tıpatıp olmaması hasebiyle, dünya üzerindeki farklı varlıkların daha da zenginleşmesine vesile oluyor. Bu noktada dünyamız, kâinatın her tarafında bulunan mahluk sayısından daha fazla sayıya ve cinse ulaşabilmektedir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü