Üçüncü Esas

İçerikler


  1. "Mi’racın hikmeti o kadar yüksektir ki, fikr-i beşer ulaşamıyor; o kadar derindir ki, ona yetişemiyor; o kadar incedir ve latiftir ki, akıl kendi başıyla göremiyor." İzah eder misiniz?

  2. "Fakat bazı işaretlerle, hakikatleri bilinmezse de vücutları bildirilebilir." Nasıl anlayabiliriz, çünkü Miraç Risalesi'nde miracın hakikati anlatılıyor?

  3. "Şu kâinatın Hâlıkı, şu kesret tabakatında nur-u vahdetini ve tecelli-i ehadiyetini göstermek için, kesret tabakatının müntehasından ta mebde-i vahdete..." İzah eder misiniz?

  4. "Nur-u vahdetini ve tecelli-i ehadiyetini göstermek için,.." ifadesini izah eder misiniz?

  5. "Bir ferd-i mümtazı, bütün mahlukat hesabına kendine muhatap ittihaz ederek,.. Onunla bildirmek ve onun nazarıyla ayine-i mahlukatında cemal-i sanatını, kemal-i rububiyetini müşahede etmek ve ettirmektir." İzah eder misiniz?

  6. "Hem Sâni-i âlemin, asarın şehadetiyle nihayetsiz cemal ve kemali vardır. Cemal, hem kemal, ikisi de mahbub-u lizatihidirler; yani bizzat sevilirler..." Devamıyla izah eder misiniz?

  7. Hikmet, bir şeye takılmış gaye ve fayda anlamındadır. O zaman mi'racın semerat ve faydası, mi'racın hikmeti olmuyor mu?

  8. "İşte, Sâni-i Mevcudat, bütün mevcudatta intişar eden tecelli-i muhabbetin bütün envaını bir noktada, bir aynada görmek..." şeklinde başlayan paragrafı detaylıca izah eder misiniz?

  9. "Bir vechi, bizzat nazar-ı dekaik-aşinasıyla görsün. Diğeri, gayrın nazarıyla baksın." Bu meseleyi Birinci temsilin tamamı ile izah eder misiniz?

  10. "O acip sanatının makinelerini ve tezgâhlarını ve aşağıdan gelen mahsulatın mahzenlerini göstere göstere, ta daire-i hususiyesine kadar getirir." İzah eder misiniz?

  11. "Bütün fünun, bütün desatiriyle, şu kitab-ı kâinatı zaman-ı Âdem’den beri mütalaa ediyor. Hâlbuki o kitap esma ve kemalat-ı İlahiyeye dair ifade ettiği manaların ve gösterdiği ayetlerin öşr-ü mişarını daha okuyamamış." İzah eder misiniz?

  12. "Nasıl ki bir zat-ı zifünun, muciznüma bir kitabı telif edip yazsa..." Kitap örneği Nurlarda muhtelif yerlerde geçer, bu temsili detaylıca izah eder misiniz?

  13. "Herhalde o kitabı bazılara ders verecek, ta o kıymettar kitap manasız kalıp beyhude olmasın... " İnsanların ders almaması o kitabı neden manasız bırakıp, beyhude ediyor?

  14. "Nakkâş-ı Ezelî, şu kâinatı, kemalatını ve cemalini ve hakaik-i esmasını göstermek için öyle bir tarzda yazmıştır ki, bütün mevcudat hadsiz cihetlerle nihayetsiz kemalatını ve esma ve sıfatını bildirir, ifade eder." İzah eder misiniz?

  15. "Bahusus böyle her bir harfi binler manayı tazammun eden bir kitap" ne demektir?

  16. "Birinci sahifesi olan tabakat-ı kesretin en nihayetinden tut, ta münteha sahifesi olan daire-i ehadiyete kadar bir seyeran ettirmek lazım geliyor." Burayı nasıl anlayabiliriz?

  17. "O zat nasıl şu kâinatın çekirdeğidir? Dersiniz: Kâinat onun nurundan halk olunmuş…" Bu ne demektir?

  18. "Sabık beyanatınızda diyorsunuz ki: Âlem-i ulviye çıkmak, şu âlem-i arziyedeki asarların makinelerini, destgâhlarını ve netaicinin mahzenlerini görmek için uruc etmiştir." Bu ne demektir?

  19. "Uluhiyet, mukteza-yı hikmet olarak tezahür istemesine mukabil, en azami bir derecede zat-ı Ahmediye (asm.) dinindeki azami ubudiyetiyle en parlak bir derecede göstermiştir." İzah eder misiniz?

  20. "Kemal-i sanatı üzerine enzar-ı dikkati celb etmek, teşhir etmek istemesine mukabil, en yüksek bir sada ile dellallık eden, yine bilmüşahede o zattır." İzah eder misiniz?

  21. "Bütün âlemlerin Rabbi, kesret tabakatında vahdaniyetini ilan etmek istemesine mukabil, tevhidin en azami bir derecede, bütün meratib-i tevhidi ilan eden, yine bizzarure o zattır." İzah eder misiniz?

  22. "Hem Sahib-i Âlem'in nihayet derecede âsârındaki cemalin işaretiyle, nihayetsiz hüsn-ü zatîsini ve cemalinin mehasinini ve hüsnünün letaifini ayinelerde mukteza-yı hakikat ve hikmet olarak görmek ve göstermek..." İzah eder misiniz?

  23. "Hem şu saray-ı âlemin Sânii, gayet harika mucizeleriyle ve gayet kıymettar cevahirlerle dolu hazine-i gaybiyelerini izhar ve teşhir istemesi ve onlarla kemalatını tarif etmek ve bildirmek istemesine mukabil..." İzah eder misiniz?

  24. "Hem şu kâinatın Hâkim-i Hakîmi, şu kâinatın tahavvülatındaki maksat ve gayeyi tazammun eden tılsım-ı muğlakını ve mevcudatın..." İzah eder misiniz?

  25. "Hem şu âlemin Sâni-i Zülcelali, bütün güzel masnuatıyla kendini zişuur olanlara tanıttırmak ve kıymetli nimetlerle kendini onlara sevdirmesi..." İzah eder misiniz?

  26. "Hem Rabbü’l-Âlemîn, meyve-i âlem olan insana, âlemi içine alacak bir vüs’at-i istidat verdiğinden ve bir ubudiyet-i külliyeye müheyya ettiğinden..." İzah eder misiniz?

  27. "Es-sebebü ke’l-fâil" sırrı ne demektir, örneklerle izah eder misiniz?

  28. "Ey makam-ı istimadaki insan! Şu ikinci işkâl ettiğin hakikat o kadar derindir, o kadar yüksektir ki, akıl ona ne ulaşır ne de yanaşır, illa nur-u imanla görünür..." Aklın yetişemediği hakikati temsille akla yaklaştırmaya çalışmak ne demektir?

  29. "Şecere-i hilkatin de bir şıkkı olan âlem-i süflinin anasır dalları, nebatat ve eşcar yaprakları, hayvanat çiçekleri, insan meyveleri hükmünde görünür." Buradaki "süfli âlem"den kasıt nedir?

  30. "Hem öyle bir çekirdek ki, âlem-i cismaniden başka, sair âlemlerin nümunesini ve esasatını câmi’ olsun..." Devamıyla izah eder misiniz?

  31. "Madem şu şecere-i kâinattan daha evvel, o neviden başka şecere yok." ne demektir, bu âlemden sonra başka bir âlem olmayacak mı? Burayı nasıl anlayabiliriz?

  32. "Bir nevi âlem gibi olan muazzam çam ağacını, buğday tanesi kadar bir çekirdekten halk eden Kadîr-i Zülcelâl, şu kâinatı nur-u Muhammedîden (asm) nasıl halk etmesin veya edemesin?" Açıklar mısınız?

  33. "İşte şecere-i kâinat, şecere-i Tuba gibi, gövdesi ve kökü yukarıda, dalları aşağıda olduğu için; aşağıdaki meyve makamından, ta çekirdek-i asli makamına kadar, nurani bir hayt-ı münasebet var." İzah eder misiniz? Tuba ağacı neyi temsil ediyor?

  34. Nur-u Muhammedi ile Mahiyet-i Ahmediye aynı mıdır?

  35. "Meyve makamından, ta çekirdek-i asli makamına kadar nurani bir hayt-ı münasebet" nasıl oluyor?

  36. "Zât-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm o yolu açmış, velâyetiyle gitmiş, risaletiyle dönmüş ve kapıyı da açık bırakmış." Mi'ractan önce nasıl terakki edilmiş?

  37. "O makasıdın medarı zat-ı Ahmediye (asm) olduğu için, kâinattan evvel Sâni-i Kâinatın nazar-ı inayetinde olması ve en evvel tecellisine mazhar olmak lazım geliyor." cümlesini, "nazar-ı inayet" ile birlikte açar mısınız?

  38. "Bir şeyin neticesi, semeresi evvel düşünülür. Demek, vücuden en ahir, manen de en evveldir. Halbuki zat-ı Ahmediye (asm) hem en mükemmel meyve..." İzah eder misiniz?

  39. "Mahşer-i masnuat olan küre-i arzın hadsiz mahlukatının netâic-i amelleri ve cin ve insin semerât-ı ef’alleri, yine avâlim-i ulviyede temessül eder." İzah eder misiniz?

  40. "Hasenat cennetin meyveleri suretine, seyyiat ise cehennemin zakkumları şekline girdikleri, pek çok emarat ve pek çok rivayatın şehadetiyle ve ..." Örneklerle izah eder misiniz?

  41. "Zeminin yüzünde kesret o kadar intişar etmiş ve hilkat o kadar teşa’ub etmiş ki, bütün kâinatta münteşir umum masnuatın pek çok fevkinde ecnas-ı mahlukat ve esnaf-ı masnuat, küre-i zeminde bulunur, değişir, daima dolup boşalır." İzah eder misiniz?

  42. "İşte şu cüz’iyat ve kesretin menbaları, madenleri, elbette külli kanunlar ve külli tecelliyât-ı esmaiyedir ki, o külli kanunlar, o külli tecelliler ve o muhit esmaların mazharları da bir derece basit ve safi..." İzah eder misiniz?

  43. "Cüz'iyat ve kesretin menbaları, madenleri, elbette külli kanunlar ve külli tecelliyat-ı esmaiyedir." Devamıyla izah eder misiniz?

  44. "Havai bir Elhamdülillah kelimem nasıl mücessem bir meyve-i cennet olur?" Burayı "Uyanık âlemi olan âlem-i ahiret" ile birlikte izah eder misiniz?

  45. "Bir gıybet etsen, murdar bir et suretinde sana yedirirler." İzah eder misiniz?

  46. "Şu dünya uykusunda söylediğin güzel sözlerin ve çirkin sözlerin, meyveler suretinde, uyanık âlemi olan âlem-i ahirette yersin ve yemesini istibad etmemelisin." Bu nasıl olacak, izah eder misiniz?

Yükleniyor...