"Acaba nizam-ı âlemdeki sanattan daha dakik, daha acip, daha garip, cins-i kudret-i mümkinattan daha uzak, akıl tasavvur edebilir mi? Elbette edemez..." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Acaba nizam-ı âlemdeki sanattan daha dakik, daha acip, daha garip, cins-i kudret-i mümkinattan daha uzak, akıl tasavvur edebilir mi? Elbette edemez. Zira fünun, gösterdikleri fevaid ve hikem ile bizzarure Sâniin kast ve sanat ve hikmetine şehadet ettiklerinden ukulü kabul etmeye muztar etmişlerdir. Yoksa, bu bedihiyattan en küçük bir hakikati, akıl kendi kendine kalsaydı, kabul etmezdi." (Muhakemat, Üçüncü Makale, Birinci Maksat)
Akıl tek başına ve kendi okuması ile kâinattaki ilahi kasıtları, sanat ve hikmetleri anlamaktan acizdir. Ama ortak aklı temsil eden fen bilimleri kâinattaki kast ve sanat ve hikmete şehadet ettiklerinden akılları kabul etmeye mecbur etmişlerdir.
Bu sebeple fen bilimleri inkişaf ettikçe Allah’ın kâinat üzerindeki tasarruf ve idareciliği daha anlaşılır, daha berrak ve daha kuvvetli bir şekilde görünür hâle gelmiştir. Fen bilimlerinin bu yardımı olmasaydı bedihiyattan en küçük bir hakikati, akıl kendi başına kabul etmezdi.
"Acaba nizam-ı âlemdeki sanattan daha dakik, daha acip, daha garip, cins-i kudret-i mümkinattan daha uzak, akıl tasavvur edebilir mi? Elbette edemez.”
Öyle bir akıl düşünün ki kâinata baktığı zaman en ince sanatları görüyor, en derin hikmetleri kendi başına okuyor ve her bir şey üzerinde garip sanatları gözlemleyebiliyor. Böyle bir akıl mümkün değildir. Bunları ancak ortak aklı temsil eden fen ilimleri keşfedebilir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
"nizam-ı âlemdeki san’attan daha dakik, daha acip, daha garip, cins-i kudret-i mümkinattan daha uzak, akıl tasavvur edebilir mi?"
Nizamı âlemdeki san’attan daha dakik...
Alemin nizamından daha dakik, daha acip bir şey olamaz ki? Âlem yeteri kadar dakik ve acip.
Burada anlatılanı sadece bir akıl değil, bütün akıllar da tasavvur edemez.
Buna ne dersiniz?