Aciz insan, nasıl "Ayine-i Samed" olur?
Değerli Kardeşimiz;
Allah’ın bütün isim ve sıfatları, insanın mahiyetinde tecelli ediyor. İnsanın vazifesi ise bu tecellileri iman ve marifet nazarı ile okumaktır. İnsan bu sayede terakki eder ve en yüksek makamlara ulaşabilir.
Nasıl ki insan, kâinatın küçük bir misali ise, onun kalbi de bütün esmanın tecelligâhıdır.
İnsan, nefsini beslemekle değil, kalbini tatmin ile saadet bulur. Kalbe "Samed ayinesi" deniliyor. Samed, yani her şeyin kendisine muhtaç olduğu, ihtiyaçtan münezzeh Allah... Ve bu kalbin tatmini için yegâne reçete,
"Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah'ın zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ın zikriyle mutmain olur." (Ra’d, 13/28)
ayet-i kerimesiyle beyan edilmiştir.
Mideye ve ona gönderilen gıdaya, görmeye ve onu temin eden ziyaya, akla ve onu tatmin eden manaya, kısacası maddi ve manevi nice rızıklara muhtaç olan bu âciz ve fakir beşerin, o ummanlardan daha geniş kalbini, ancak bütün mahlukatın halıkı ve maliki olan Allah’ı zikir, yani onu yâd etme, onu hatırlama tatmin edebilir. O halde insan, ondan başka neyi yâd etse mahluku yâd etmiş, ondan gayri neyi sevse fâniyi sevmiş olur. Bunlar ise şeref ve kıymet itibarıyla kalpten çok aşağı olan şeyler. O ulvi kalp, bu süfli eşya ile tatmin olmadığı içindir ki, insanı daima rahatsız eder. İşte can sıkıntısı, huzursuzluk, bunalım, stres dediğimiz şeyler, hep bu doymayan kalbin açlık feryatları, ölüm çığlıklarıdır.
Kâinatın meyvesi ve cennetin yolcusu olan insanı, bu fâni dünyanın basit işleri tatmin edemiyor.
"İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dareyni iktiza eder."(1)
Demek ki, iki dünya saadetinin birinci şartı ve her türlü manevî hastalıkların en büyük ilâcı imandır. ‘İman’ eden insan, sahipsiz, hâmisiz olmadığının şuuruna ermiştir. Bu ise başlı başına en büyük bir saadettir.
"Tevhid"e eren insan herkesi, her şeyi ve her hadiseyi Allah’a isnad etmenin rahatlığına kavuşmuştur.
İnsanın ihtiyaçları kâinatı ihata etmiş ve ebede kadar uzanmış olmasına rağmen, o bunlardan en basitini dahi tedarik edemeyecek kadar âcizdir. İnsanın bu kadar âciz olarak yaratılması, Cenab-ı Hakk’ın kudretine mükemmel manada ayna olması içindir.
1) bk. Sözler, Yirmi Üçüncü Söz.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü