"Ahkâm-ı İlahiye, mezheplere hikmet-i İlahiyenin sevkiyle ittiba edenlere göre değişir." cümlesini izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
İmanın ve İslamiyet'in temel esaslarına temas etmeyen ilahi hükümler, tabi olanlara göre farklılık gösterebilir. Bu hem dinin ruhuna hem de içtimaî hayatın yapısına uygun bir durumdur. Çünkü birbirinden farklı insanları, birbirinden değişik coğrafyaları, birbirine zıt iklimleri; bir kalıba, bir tarza, bir hayat tarzına mahkûm etmek, ilahi hikmet ile bağdaşmaz.
Basit bir misalle bunu izah etmeye çalışalım:
Mesela, abdestin el, yüz, baş, ayak olmak üzere dört farzı vardır. Bu farzlar konusunda bütün mezhepler müttefiktir. Lakin başın ne kadarının mesh edileceği konusunda üç ayrı içtihad vardır.
İmam-ı Azam, başın dörtte birisinin mesh edileceğini ifade ediyor.
İmam-ı Şafii, parmak ucu kadar ıslansa kâfidir diye fetva veriyor.
İmam-ı Ahmet bin Hanbel ise, başın tamamının yıkanması gerektiğini söylüyor.
Bu üç fetvanın üçü de kendi coğrafî konumlarına göre haktır.
Hanbeli mezhebi genelde sıcak iklim olan Afrika kıtasında yaygındır, dolayısı ile başın tamamını mesh etmek o coğrafyaya gayet uygun bir fetva olur. Günde beş defa başı su ile mesh etmek, çöl iklimi açısından ilaç gibi bir durumdur.
Şafii mezhebi ise, genelde soğuk ve kırsal kesimlerde revaç bulmuş bir mezhep olup, parmak ucu kadar meshin kâfi görülmesi, bu coğrafyada ve soğuk iklimde yaşayanlara uygun bir fetva oluyor. Hatta kutuplarda yaşayanlar için bu fetva ilaç gibi ve büyük bir kolaylıktır.
Hanefi mezhebi hem şehir hayatında hem de coğrafya olarak mutedil iklimlerin olduğu bölgelerde yaygındır. Dolayısı ile başın dörtte birisinin mesh edilmesi, bu duruma uygun olarak mutedil ve gayet makul bir fetvadır...
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü