"Allah’ın varlığı bütün nimetlerin fevkinde,.. Zerrât-ı âlemin adedince iman nimetlerine hamd ü senâ etmek bir borçtur." Allah'ın varlığına şükretmeyi izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Burada direkt olarak "Allah’ın varlığına" değil, bu varlığın iman şeklinde bizim âlemimizde bulunmasına şükretmemiz isteniyor. Yani insan Allah’ı kabul etse de etmese de Allah zaten vardır, ezelî ve ebedidir. Ama biz bu varlığı iman ile âlemimizde kabul ediyor isek, bu büyük bir nimettir ve büyük bir şükür ister. Yani burada bahsedilen "hidayet ve iman nimeti"dir.
Ayrıca Allah’ın varlığı ve zat-ı akdesi, bütün nimetlerin membaıdır. Yani insana verilen bütün ihsan ve ikramlar, Cenab-ı Hakk’ın sonsuz cemal, kemal ve ihsanından gelmektedir. Bunun da başlangıcı ve sonu yoktur. Bu hakikat insana sonsuz bir huzur bahşetmektedir. Çünkü nimetin, dolayısı ile de huzur ve saadetin en büyük düşmanı faniliktir. Oysa Allah ihsan ve ikramları ile ezelî ve ebedidir.
"Varlığın varlığıma güven ve huzur veriyor" demekte garip ve tuhaf bir durum yoktur. İnsan açısından Allah’ın varlığı en büyük nimettir. Çünkü akla gelebilecek bütün nimetler Allah’ın varlığına dayanıyor ve O’nun varlığı ile kaimdir. Bütün mevcudatın varlığı Allah’ın varlığı sayesinde meydana geliyor ve O’nun varlığı ile devam ediyor. İnce ve derin düşündüğümüzde en büyük nimet, Allah’ın varlığı oluyor.
Meseleye bu müteselsil mantık ölçüsü ile bakmak gerekiyor. Bazen anne ve babamıza bakıp "İyi ki varsınız!.." dememiz normal olurken, neden Allah’ın varlığına şükretmeyelim ki?!.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü