Amentü duasında, "Hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna inanıyorum." diyoruz. Burayı nasıl anlamamız gerekir?
Değerli Kardeşimiz;
"Hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna" inanmak, hayrın da şerrin de yaratıcısının Allah olduğunu bilmek ve öyle inanmak manasındadır.
Evet, tesir-i hakiki noktasından hayır da şer de Allah’tandır, yani yaratmak Allah’a mahsustur. Buna şöyle bir misal veriliyor:
Konuşmayı yaratan Allah’tır.
Güzel söz hayırdır. Çirkin söz ise şerdir. Her ikisini de konuşmayı yaratan Allah yaratmıştır.
Hayrın yaratılmasını Allah’a verirken şerrin yaratılmasını sebeplere vermek şirktir. Mecusiler şerrin yaratılmasını Allah’a vermemek için Ehriman namında bir ilah tasavvur etmişlerdir. Böyle bir dalalete gitmelerinin sebebi şerrin yaratılmasını şer telakki etmeleridir. Hâlbuki Üstad Hazretlerinin veciz ifadesi ile “Halk-ı şer, şer değil kesb-i şer, şerdir.”(1) yani şerri yaratmak şer değil, şerri tercih edip ona tevessül etmek şerdir.
Aslında yaratma noktasından şer ve çirkin diye bir şey yoktur. Her şey ya bizzat güzel ve hayırdır ya da neticeleri itibarı ile güzel ve hayırdır. Lakin insanlar bu manayı tam göremedikleri için, Allah zahirde şer ve çirkin gibi görünen hadiselerin arasına sebepleri perde olarak koymuştur. Yoksa sebepleri mucid ve yaratıcı olarak tayin etmemiştir. Yani şerlerin yaratılması tamamen Allah’ın kudreti iledir, sebepler sadece birer perdedir. Perde olması da haksız şekvaların ve tenkitlerin önüne geçmek içindir. Üstad Hazretlerinin şu ifadeleri meseleyi gayet güzel bir şekilde izah etmektedir:
"Evet, izzet ve azamet ister ki, esbab perdedar-ı dest-i kudret ola aklın nazarında. Tevhid ve celal ister ki, esbab ellerini çeksinler tesir-i hakikiden."(2)
Dipnotlar:
1) bk. Mektubat, On İkinci Mektup.
2) bk. Mesnevî-i Nuriye, Lem'alar.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar