"Bana sevap kazandırmak ve derslerimden ehl-i imana istifade ettirmek için benim şeklimde bazı evliyalar benim yerimde işler görmüşler." Bu konu hakkında bilgi verir misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Bir zaman meşhur bir allâmeyi, harbin müteaddit cephesinde cihada gidenler görmüşler, ona demişler. O da demiş: 'Bana sevap kazandırmak ve derslerimden ehl-i imana istifade ettirmek için benim şeklimde bazı evliyalar benim yerimde işler görmüşler.' Aynen bunun gibi, Denizli’de camilerde beni gördükleri, hattâ resmen ihbar edilmiş ve müdür ve gardiyana aksetmiş. Bazıları telâş ederek, 'Kim ona hapishane kapısını açıyor?' demişler. Hem burada dahi aynen öyle oluyor..."(1)
Sorudaki metnin alındığı yerde bunun sebebi de söyleniyor: “Denizli'de camilerde beni gördükleri, hattâ resmen ihbar edilmiş ve müdür ve gardiyana aksetmiş.”
“…derslerimden ehl-i imana istifade ettirmek” kaydını ise Üstad bir başka yerde şöyle izah ediyor:
“Nev-i insanın yüzde sekseni ehl-i tahkik değildir ki, hakikate nüfuz etsin ve hakikati hakikat tanıyıp kabul etsin. Belki, surete, hüsn-ü zanna binaen, makbul ve mutemed insanlardan işittikleri mesâili takliden kabul ederler. Hattâ, kuvvetli bir hakikati zayıf bir adamın elinde zayıf görür; ve kıymetsiz bir meseleyi kıymettar bir adamın elinde görse, kıymettar telâkki eder.”(2)
Yani Risale-i Nurlar'daki iman hakikatlerini okuyup kıymetini anlamak, özellikle basit fikirli avam için pek de mümkün olmuyor.
Onlar güvendikleri insanların sözlerini taklit ederler. Bu tip insanlar için kerametvarî hâdiseler son derece ikna edici oluyor. İşte Cenab-ı Hak böyle insanların gözlerini bu tarz harikalarla açıp Risaleleri okumaya sevkediyor. Yoksa Risale-i Nurlarda anlatılan iman hakikatleri ehl-i tahkik için bu harikalardan daha sarsılmaz ve yol göstericidir. Sıradan insanlar için suda yürümek harika olabilir. Oysa kurbağalarda suda yürüyor, saman çöpü de. Bunların iman hakikatleri adına çok da ikna ediciliği yoktur.
Yani “İşte ben suda yürüyorum. Bu yüzden haşirden artık şüphelenmeyi kadere dair şüphelerini bir kenara bırak, vahdaniyeti ilahiyeyi akıldan uzaktan görmeyi unut” demek, ne derece ikna edicidir. Risale-i Nur Kur’an’ın himmetiyle en derin meseleleri, harika misallerle izah etmiş, aklı ikna ve kalbi tatmin etmiştir.
Nur Risaleleri ilmî kerametlere sahiptir. Fakat avam-ı nas gözlerine hitap eden bu tarz kerametlerle Risalelerin veya onu neşreden zatın, Allah katında ne kadar makbul olduğuna itimadı gelir. Samimî olarak okumaya başlar ve başkalarına da ulaştırmaya gayret eder.
Dipnotlar:
(1) bk. Şualar, On Dördüncü Şua.
(2) bk. Mektubat, Yirmi Sekizinci Mektup, Yedinci Risale.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü