"Bazı kuvvetli dâhiler nefes aldıkça amîk ve derin bir feryat koparırlardı. Fakat akıl onu güzelce tanımazdı. Çünkü karanlıkta ve toplanmamıştı." Bu ifadeleri izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Ve işiteceksiniz ki, bütün vâveylâlar istibdat pençesinin tesirinden gelir. Gerçi istibdat görünmüyordu ve ismi belli değildi; lâkin herkesin ruhu istibdadın mânâsıyla tesemmüm ederdi. Ve bir zehir atanı bilirdi. Bazı kuvvetli dâhiler nefes aldıkça amîk ve derin bir feryat koparırlardı. Fakat akıl onu güzelce tanımazdı. Çünkü karanlıkta ve toplanmamıştı."(1)

Eski zamanlarda dünyanın her tarafında yönetim biçimleri istibdat tarzında olduğu için, o dönemin şartlarında ve konjoktürel yapısında aklın demokratik değerleri kavrayıp takdir etmesi pek mümkün değildi.

Lakin bazı dahiler, bu yanlış olan istibdadın baskı ve karanlığından bazen serzenişte bulunup onlara karşı derin bir feryat ve nefret narası atarlardı. Ama bu feryadı duyup irkilecek toplumsal bir zemin olmadığı için bu feryat neticesiz ve güdük kalırdı.

İslam tarihinde alim ve aydın sınıf, zaman zaman müstebit idarecilerin baskılarına maruz kalmışlardır. Mesela İmam Azam, Ahmed bin Hanbel gibi dahi müçtehitler, müstebit Emevi yönetimi altında sıkıntı ve hapislere maruz kalmışlardır.

İsmi cumhuriyet, ama manası istibdat olan Cumhuriyetin ilk yıllarında da Üstad Bediüzzaman, İskilipli Atıf Hoca ve İstiklal Şairimiz Mehmet Akif gibiler de böyle haykıran kahramanlardandı. Lakin bu müstebitler, bu kahramanların hayatlarını zindanlarda ve mahkemelerde çürüttüler.

(1) bk. Münazarat.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 2.825
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...