"Biz Türkler ve Kürtler... Dereleri hayatlandıracak ve dağları müzeyyen edecek efradımız var..." Buradaki konuyu açar mısınız?
Değerli Kardeşimiz;
"Biz Türkler ve Kürtler, bizde kalbimizin dolusu, belki cesedimiz mâlâmâl, belki inbisat edip şu derelerde dağ olarak tahaccür etmiş kalemiz olan bir şecaat vardır. Ve başımızın dolusu zekâvetimiz var. Ve sinemizi mâlâmâl edecek gayret vardır. Ve bedenimizi ve âzâlarımızı dolduracak itaat vardır. Ve dereleri hayatlandıracak ve dağları müzeyyen edecek efradımız var. Neden böyle sefil ve müflis ve zelil kaldık ki, hem yol üstünde de kaldık. Terakkiye binenler bizi çiğneyip istikbale doğru koşup gidiyorlar. Komşumuz olan milletler bizden az iken, kuvvetleri bizden çok kısa iken, üzerimize tetavül ediyorlar?"(1)
Bu paragrafta Türkler ve Kürtlerde şecaat, zekavet, gayret, itaat, insan kaynağı açısından çok zengin ve kuvvetli iken, neden diğer milletlerin gerisinde kaldığı soruluyor. Diğer milletler, bu sayılanlar bakımından bizden geri iken, maddi terakki açısından bizden çok ilerideler. Bunun sebebi nedir, diye soruluyor.
"İşte o tedennînin mühim bir sebebi: Bazı rüesâ ile haksız olarak millete fedakârlık iddia eden sahtekâr hamiyet-furuşlar veya velâyeti dâvâ eden ehliyetsiz bazı müteşeyyihlerdir. Fakat, sünnet-i seniyeye muhalif olan bu sünnet-i seyyie, yine istibdadın seyyiatındandır."(2)
Bizi geri bırakan en önemli sebeplerden birisi; yukarıda sayılmış olan meziyet ve kaynakları iyi yönetemeyen bazı idareciler, milliyetçilik taslayan bazı hamiyet-furuşlar ve velayet davasında bulunan ham ve liyakatsiz bazı şeyhler ve baskıcı rejim anlayışıdır.
Dipnotlar:
(1) bk. Münazarat.
(2) bk. a.g.e.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü