"Bu harflerin taktii’, müsemmanın vahid-i itibarî olup, terkib-i mezcî olmadığına işarettir." Ne demektir?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Huruf-u mukattaa: Kur’an-ı Kerim'de on dört surenin başında, on dört defa zikredilen, yirmi sekiz olan ve Arap alfabesinin en çok ve en fazla kullanılanların yarısıdır.

Üstadımız İşârâtü’l-İ'caz da huruf-u mukattaa’yı Kur'an’ın icazına delil olarak kullanıyor.

Cenab-ı Hak o zamanın insanlarını; huruf-u mukattaadan teşekkül eden bir ayet dahi olsa onları; imtihana davet ediyor ve misil getirmenin de yolunu gösteriyor.

Kur'an-ı Kerim'de normal cümlelerden teşekkül eden ayetler olduğu gibi, az da olsa huruf-u mukattaadan teşekkül eden ayetler de mevcuttur.

Eğer benzerini yapmak mümkün olsa idi, huruf-u mukattaa’dan meydana gelen ayetlere misil getirirlerdi.

Çünkü huruf-u mukattaaların vahid-i itibarî olduklarından müsemmaları; yani herkesçe bilinen manaları yoktur. Bu sebeple müfessirler bu ayetlere muhtelif manalar vermişlerdir.

Dolayısıyla manası olmayan harfleri bir araya getirmekle, sadece lafza misil isteniyor.

Diğer ayetler ve manaları ise; terkib-i mezcîdir. Yani kelimelerin, kelimelerden meydana gelen cümlelerin, cümlelerden meydana gelen mevzuların kendilerine ait hususî manaları vardır.

Mesela; çanak bir kelimedir, bir mana ifade eder. Kale başka bir kelimedir, başka bir manayı ifade eder. İkisini birleştirdiğimizde Çanakkale olur, şehir ifade eder.

İşte bu terkib-i mezcîdir.

Bir de buna şehitleri de kelime olarak eklersek; daha değişik ve ulvî bir mana ifade etmiş oluruz. Ve terkib-i mezci zorlaşır ve daha karışık hale gelir.

Bunlara misil getirmek manaları da düşünüleceğinden dolayı, daha müşküldür.

İşte Cenab-ı Hakk'ın Bakara Suresi'ne (elif, lam, mim) gibi huruf-u mukattaa ile başlamasını Üstadımız hulasa olarak şöyle nazara veriyor.

Sizlerden terkib-i mezcî olan ve mana ifade eden; hikmetli ve maslahatlı olan zor ayetlere nazire ve benzer istemiyorum. Hz. Muhammed’in (asm) -hâşâ- uydurduğunu iddia ettiğiniz şu kitabın vahid-i itibarî olan; yani manası, hikmeti ve maslahatı bilinmeyen, sadece zahiren sırf harflerden meydana gelen (elif, lam, mim) gibi bir ayete benzer getiriniz; diyor.

Harflerden müteşekkil ayetlere nazire getiremeyenler diğerlerine kesinlikle misil getiremezler. Yani, bir sineğin vücudundaki bütün cihazlarının bazılarının bir araya getirilmesi huruf-u mukattaadan meydana gelen ayetlere misal ise; bir araya gelen organ ve cihazlara hayat vermek ise; terkib-i mezcî olan diğer ayetlere misaldir. Demek ki hayatsız âzaları bir araya getirmekte beşer aciz kalmış ise; o cihazların müsemması olan hayatı hiç veremez.

Bu misaldeki hayat; Kur'an’ın terkib-i mezcî olan ayetlerindeki manalara işarettir.

Ayrıca Cenab-ı Hak kolaylık olsun diye o zamanın insanlarına mücadelenin yolunu da gösteriyor. Yani ‘Ben bu Kur'an’ı zahiren manası olmayan, bu sebeple itibarî olan şu harflerden meydana getirdim. İşte size harfler; eğer gücünüz varsa sizler de bir ayet yapınız’ diyor. O zamanın edib ve beliğleri harfleri bir araya getirip huruf-u mukattaadan teşekkül eden (elif, lam, mim) gibi ayetlere misil getirememişler. Diğerlerinin benzerini yapmaları kesinlikle mümkün değildir.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 11.141
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

meryem

Cok güzel izah yapmışsınız, ayni soruyu soracaktım. fakat kardesimiz sagolsun sormus. ÜSTADIN On Altıncı Mektupta ´´İlim itibarıyla insanlara dahi bir menfaat dokundurmak için şer'an hizmete mükellef olduğumdan, hizmet etmek isterim´´ düsturunu verdikleri cevaplarla, sitedeki abilerin rehber edindiklerini görüyor, mesrur oluyor ve cömertligin en büyügü budur diyorum. ALLAH RAZI OLSUN..slm

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...