"Bütün insanların, belki bütün mahlûkatın namına meb’us..." Peygamber Efendimiz miraca kimi temsil ederek yükseldi?
Değerli Kardeşimiz;
Her insan mutlaka bir isme, bir sıfata meyyal olur ve meyyal olduğu sıfatın hükmü ve galebesi altına girer. İki Cihan Serveri Hz. Muhammed (asm) dışında olan diğer peygamberler de bu mânadan azade değildirler. Bu yüzden, onlar belli bir kavme, belli bir döneme nebi olarak gönderilmişlerdir.
Bütün insanlığı çatısı altına almak, her kabiliyeti potasında eritmek ve her meşrebte insanların onda kendinden bir şey bulduğu tek insan ve tek nebi Peygamber Efendimiz (asm)'dir.
Aynı şekilde bütün farklı meslek ve meşrebleri içine alıp, küllî ve yegâne kitap da Kur'an-ı Kerim’dir. Kur'an, küllî bir hitap olduğu için, bu külliyete muhatap olan, onu kaldırabilecek en son, en üstün, en istidatlı ve her güzel haslette zirvede olan Resul-i Kibriya Efendimize nazil olmuştur.
Bütün güzel hasletler, kendisinde cem olmuş, bütün esmaya kemal derecesinde ve itidal üzere mazhar Resulullah Efendimiz (asm.)’dır. İslam dini onun ahvali, akvali ve ef’alinden çıkmıştır. İslam’ı dal ve budak salmış bir ağaç olarak düşünecek olursak, bu ağacın kökü ve esası; Peygamber Efendimiz (asm)'dır. Yani meslek ve meşrepleri farklı ve muhtelif olan bütün âlim ve evliyalar, onun birer meyvesi ve birer nişanesidir.
İşte Mi’rac; “velâyet-i Ahmediye (a.s.m.)'nin keramet-i kübrası, hem mertebe-i ulyâsı,” olarak tavsif ediyor.
Velâyet; Peygamber Efendimiz (asm)'in kulluk ciheti, risâlet ise tebliğ cephesidir. O’nun kulluk şuurundaki erişilmez mertebesi, Allah’a iman, muhabbet ve havf sahasındaki hayallerin ulaşamayacağı yücelik ve derinlik, ibadetlerden aldığı feyz, duyduğu haz, ahlâkındaki o eşsiz güzellikler hep velâyet cihetinin meyveleridir. Mi’rac, Resul-i Ekrem Efendimizin bütün velâyetlerin üstündeki o büyük velâyet makamının büyük bir kerametidir. Mi’rac dönüşü getirdiği ilâhî emirler ve haberler ise risâlet cihetiyledir. Onun için, “Mi’racın bâtını velâyettir, halktan Hakk’a gitmiş. Zahir-i Mi’rac risâlettir, Hak’tan halka geliyor...”(31. Söz)
Allah, mi’racta Hazret-i Peygamber (asm) ile bütün insanlık namına görüşmüştür.
İşte Kur'an böyle cami’ bir muhataba nazil olduğu için, kanunları, esasları çok küllidir. Böyle bir kitabın tek bir ayetinin dahi taklidini ve benzerini yapmak muhaldir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü