Cenab-ı Hak güz mevsiminde vazifesi bitmiş ve vefat etmiş mahlukatın enkaz-ı maddiyesini, bahar mevsiminde nasıl istimal etmektedir? Buna ilmî birkaç misal verebilir misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Hem madem Hallâk-ı Bîmisal israf etmiyor, abes işleri yapmıyor. Hatta güz mevsiminde vazifesi bitmiş, vefat etmiş mahlukların enkaz-ı maddiyesini bahar masnuatında istimal ediyor, onların binalarında derç ediyor..." (Sözler, Otuzuncu Söz, İkinci Maksat.)
Üstad Hazretlerininin ifade ettiği bu hakikate çok sayıda misal verilebilir. Bunlardan biri azot döngüsünde gerçekleştirilen israfsız, hikmetli tasurruf-u İlahidir. Allah, vefat eden hayvanların veya solan yaprakların atomlarını, baharda bitkilerin yaratılmasında kullanıyor. Hem de hayat için çok mühim olan azotun olmazsa olmaz bir sebep olarak kullanılması ayrıca ehemmiyetli ve çok hikmetlidir.
Azot, hayatın başlangıcından beri, atmosfer ve okyanuslarda bulunmaktadır. Hayat için çok ehemmiyetli olan dört elementten (oksijen, karbon, hidrojen, azot) biri de azottur. Canlılar, hayatlarının devamı için oksijen ve karbondioksite ihtiyaç duydukları gibi, büyüyebilmek için de azota (N2) ihtiyaç duyarlar. Gaz halindeki azot (N2), atmosferin %78'ini oluşturur.
Azot, proteinlerin ve DNA’nın önemli bir bileşenidir. Azot bileşiklerinin birbirine dönüşmesi işlemine ve bu işlemin tekrarlanmasına azot döngüsü denir. Azot döngüsünde azot atomlarının hareketi ve tahavvülü hep ilim ve hikmetli bir tanzimin netice olarak, hayatın devamını sağlamada mühim rol oynarlar. Çeşitli safhalardan geçerken hep israfsız, intizamlı, hikmetli bir şekilde vazife yaparlar. Azot döngüsünde havada bulunan N2 molekülü, yıldırım, topraktaki bakteriler, solan ve ölen ağaç yaprakları, hayvan atıkları, ölen hayvanların cesetleri, âdeta işbirliği içinde bu döngünün tamamlanmasında önemli rol oynarlar. Canlılar havadaki bu azotu, ihtiyaçları olmasına rağmen bünyelerine alamazlar.
Azot döngüsünün ilk safhasında atmosferde bulunan azot molekülü yağmurla birlikte toprağa karışır (yıldırım veya şimşek N2 molekünün bağını kırar) ya da topraktaki azot bağlayıcı bakteriler tarafından doğrudan atmosferden alınır. Azot, bakteriler tarafından sırasıyla amonyak (NH3), nitrit (NO2-) ve nitrata (NO3-) çevrilir. Nitrata çevrilen azotun bir kısmı bitkiler tarafından topraktan alınır ve amonyuma çevrilir. Hayvanlar ve insanlar bitkileri tüketerek azotu vücutlarına alır ve ihtiyaçları için kullanılırlar. Daha sonra azot, insan, hayvan ve bitki artığı olarak toprağa geçer. Ayrıştırıcılar tarafından toprakta amonyağa çevrilen azot döngüye tekrar girmiş olur.
Topraktaki bakteriler tarafından nitrata çevrilen azotun diğer kısmı ise, topraktaki azot salan bakteriler tarafından azot molekülüne çevrilir ve atmosfere salınır. Alîm ve Hakîm olan Allah tarafından azot döngüsü bu şekilde devam eder. Yani “Allah israf etmiyor, abes iş yapmıyor. Hatta güz mevsiminde vazifesi bitmiş, vefat etmiş mahlukların enkaz-ı maddiyesini bahar masnuatında istimal ediyor.”
İkinci misal olarak fotosentez işlemini verebiliriz.
Fotosentezde güneş ışığı ve havadaki karbondioksit, topraktan gelen suyun yanında topraktan alınan besinler de önemlidir. Yapraklar sararır ve kızarır, ağacın dibine düşerek ölür. Toprağın bağrına düşen yaprak kendisindeki besinleri toprağa vererek zenginleştirmektedir. Böylece solan ve ölen yaprak, ilkbaharda bir başka bitkinin veya aynı ağacın büyümesi için gerekli besin ihtiyacına yani fotosentezde gerekli besinleri sağlamaya katkı sağlar. Görünüşte yaprak çürüyor, ama toprağa bıraktığı besinlerle önce çekirdekte sonra da çekirdekten inşa edilen ağaçta hücre oluyor, yaprak oluyor, meyve oluyor. Yani “Allah israf etmiyor, abes iş yapmıyor. Hatta güz mevsiminde vazifesi bitmiş, vefat etmiş mahlukların enkaz-ı maddiyesini bahar masnuatında istimal ediyor.”
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü