"İşte, bu dünyada böyle hayattar dünyaları ve vazifedar kâinatları kemâl-i ilim ve hikmet ve mîzanla..." Buradaki “hayattar dünya ve vazifedar kâinat”tan maksat nedir?
Değerli Kardeşimiz;
“İşte, bu dünyada böyle hayattar dünyaları ve vazifedar kâinatları kemâl-i ilim ve hikmet ve mîzanla ve muvazene ve intizam ve nizamla ihdas ve icad edip Rabbânî maksatlarda ve İlâhî gayelerde ve Rahmânî hizmetlerde kadîrâne istimal ve rahîmâne istihdam eden bir Zât-ı Zülcelâlin vücub-u vücudu ve hadsiz kudreti ve nihayetsiz hikmeti, bilbedahe güneş gibi, akıllara görünüyor.”(1)
"Hayattar dünyalar" ifadesinden maksat, zaman ipine asılan eşyaların, film şeridinin hareketliliği gibi mükemmel bir manzara sergileyip, şuur sahibi varlıkların dikkatlerini üzerine çekip san’atkârlarını ilan ve ispat etmeleridir. Mesela, bahar mevsiminde canlanan sayısız bitki ve hayvanların hepsi birer film karesi olup, şuur sahiplerine kendilerini okutuyorlar.
Bu cümlenin evvelinde geçen mânadan anlaşıldığı gibi; "vazifedar kâinatlar" tabiri de yine zaman şeridine asılan ve Rabbanî mektup hükmünde kendini zişuurlara okutturan hayat sahibi varlıklardır. Önceki cümlede geçen "...güya dünya öyle bir misafirhanedir ki, zîhayat kâinatlar ona misafir olurlar ve seyyah âlemler ve seyyar dünyalar ona gelirler, vazifelerini görürler, giderler" ifadesi buna güzel bir delildir.
Ayrıca kâinat, bu sahnenin bütününü ifade ediyor. Yani kâinat film şeridinin tamamı ise, bahar mevsimi de bu şeritten bir kesit veya bir deste gibidir. Ve hepsinin maksadı ve gayesi san’atkârlarını tanıtmak ve sevdirmektir. İnsan bu karika, bedi’ ve garip eserleri tefekkür ile okuduktan sonra, iman ile tanıyacak, ibadet, zikir ve şükür ile kendini O sanatkâra sevdirecektir.
Kâinat büyük bir saray, içindeki hayatlı dünyalar, sayısız eserler de onun cüzleridir. Şuur sahipleri de bu harika eserleri okuyan mütefekkir seyircileridirler.
Hem hey’et-i mecmua cihetinde, her güz ve her bahar mevsiminde büyük bir âlem vefat eder ve taze bir âlem vücuda gelir. Ve o vefat ve hudûs çok muntazam cereyan ediyor, gayet intizam ve mizanla oluyor ki, güya dünya öyle bir misafirhanedir ki, zîhayat kâinatlar ona misafir olurlar ve seyyah âlemler ve seyyar dünyalar ona gelirler, vazifelerini görür ve giderler.
(1) bk. Şualar, Yedinci Şua.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü