"Cüz'iyat ve kesretin menbaları, madenleri, elbette külli kanunlar ve külli tecelliyat-ı esmaiyedir." Devamıyla izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"İşte şu cüz’iyat ve kesretin menbaları, madenleri, elbette külli kanunlar ve külli tecelliyat-ı esmaiyedir ki, o külli kanunlar, o külli tecelliler ve o muhit esmaların mazharları da bir derece basit ve safi ve her biri bir âlemin arşı ve sakfı ve bir âlemin merkez-i tasarrufu hükmünde olan semavattır ki, ..." (Sözler, Otuz Birinci Söz, Üçüncü Esas.)
Yerküremizde milyonlarla ifade edilen bitki ve hayvan türleri mevcuttur. Her bir canlı nevinin de sayısız fertleri vardır. Her nevi için birbirinden farklı külli tecelliler söz konusudur ve o nevin her bir cüz’i ferdi de o tecelliden nasibini alır.
Bu canlılardan birisi insan nevidir. Bu nevin her ferdine hafıza ihsan edilmiştir. İşte insanların hafızalarından, bitkilerin tohumlarına, hayvanların nutfelerine ve yumurtalarına kadar Hafiz ismine mazhar olan bütün varlıklar, o ismin bir nevi seması hükmünde olan levh-i mahfuzun tasarrufunda gibidirler.
Bu noktadan hareketle, Üstadımızın bu beyanından canlı veya cansız her bir farklı nevin ayrı bir külli kanunla idare edildiği ve onların tasarrufuna merkez olan ayrı bir semanın varlığı anlaşılıyor. Şu var ki biz sema denilince çoğu zaman yıldızlar âlemini hatırlarız. Bir önceki cümlede ifade ettiğimiz gibi levh-i mahfuz da ayrı bir sema gibidir, bütün hafızalar, tohumlar,… o semanın tasarrufu altındadır. Üstadımızın bu çok engin ve yüksek dersine her nevi için ayrı bir örnek vermekten çok uzağız. Ancak bu misal ile o yükek hakikate uzaktan bir derece bakabiliriz.
"O âlemlerin birisi de Sidretü’l-Müntehâdaki Cennetü’l-Me’vâdır. Yerdeki tesbihat ve tahmidat, o cennetin meyveleri suretinde -Muhbir-i Sadıkın ihbarıyla- temessül ettiği sabittir." (bk. age.)
Cennetü’l-Me’va, cennetin sekiz tabakasından birisidir. Üstadımız Cennetü’l-Me’va’yı da ayrı bir âlem olarak kabul ediyor. Bütün cennet tabakaları gibi bu cennetin de sakfı arş-ı azamdır.
"Cennetin sekiz tabakası birbirinden yüksek oldukları halde, umumun damı Arş-ı Âzamdır." (bk. age., Yirmi Sekizinci Söz.)
Bu cennetin özelliği, hadis-i şerifin bildirdiğine göre “yerdeki bütün tesbihlerin ve hamdlerin, o âleme cennet meyveleri suretinde yükselmesidir.”
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü