"Daire-i vücub ile daire-i imkândaki bahr-i Rububiyet ve bahr-i ubûdiyetten tut, tâ dünya ve âhiret bahirlerine, tâ âlem-i gayb ve âlem-i şehadet bahirlerine,.." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Kur'ân-ı Hakîmin cümleleri birer mânâya münhasır değil; belki, nev-i beşerin umum tabakatına hitap olduğu için, her tabakaya karşı birer mânâyı tazammun eden bir küllî hükmündedir. Beyan olunan mânâlar, o küllî kaidenin cüz'iyatları hükmündedirler. Her bir müfessir, her bir ârif, o küllîden bir cüz'ü zikrediyor. Ya keşfine ya deliline, veyahut meşrebine istinad edip, bir mânâyı tercih ediyor. İşte bunda dahi, bir taife, o adede muvafık bir mânâ keşfetmiş."(1)

Üstad Hazretleri burada bu mânaya bir misal veriyor:

"Allah iki denizi salıverdi ki, o denizler birbirleriyle karşılaşırlar. Aralarında ise bir engel vardır; birbirine karışmazlar." (Rahmân, 55/19-20)

Ayetin bu küllî mâna ve maksatları içinde, en yüksek tabakadan tut, ta en alt tabakaya kadar herkes bir mâna çıkarıyor. Biz bu tabakalardan birkaçını zikredelim:

Birinci tabaka bu ayetten iki deniz ve arasındaki perdeyi şöyle anlıyorlar: Âlem-i Vücub bir bahir, yani okyanus, âlem-i mümkün ise diğer bahirdir; aralarındaki perde ise ezeliyet ve vaciblik perdesidir. Âlem-i Vucûb, ezelî ve ebedî olduğundan, âlem-i mümküne asla ve kat’a benzemez, oradaki ahval ve vasıflardan mukaddes ve münezzehtir. Yani Vacib’ül Vücud olan Allah, mahlûkat sınıfından değil, onlara hiçbir cihetle benzemez.

İkinci tabaka bu ayetten rububiyet ve ubudiyet dairelerini anlıyor. Yani iki denizden birisi, Allah’ın kâinat üstündeki rububiyeti, diğeri ise ona ibadet ve şükürle mukabele eden ubudiyet dairesidir. Perde ise; tevhid ve takdistir. Yani Allah Rab'dır, insan ise kuldur. İnsan bu sınırı tevhid ve takdis ile muhafaza eder.

Üçüncü tabaka iki deniz ve perdeyi, dünyanın okyanuslarının birbirlerinden farklı olması şeklinde anlar. Tuzlu ve tatlı denizlerin birbirlerine karışmaması, buna güzel bir misaldir. Bu tabakalar da ta ırmaklara kadar gidebilir. Demek ayetin mâna ve muhtevası sadece iki denizin farklılığı ile sınırlı değildir; daha birçok mânayı da dairesine alıyor.

(1) bk. Mektubat, Yirmi Altıncı Mektup Dördüncü Mebhas.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...