"Dinden bir şeyi fasl veya olmayanı vasl etmek, ikisi de caiz değildir." cümlesini geçtiği yer ile beraber izah eder misiniz?

Soru Detayı

Muhekematta dinden bir şeyi fasl veya olmayanı vasfetmek ikisinde caiz değildir ne demek anlamadım?? Allah razı olsun

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Seyyid olmayan 'Seyyidim' ve seyyid olan 'Değilim' diyenler, ikisi de günahkâr ve duhûl ile hurûc haram oldukları gibi… hadis ve Kur’ân’da dahi ziyade veya noksan etmek memnudur. Fakat ziyade etmek, nizamı bozduğu ve vehme kapı açtığı için, daha zararlıdır. Noksana cehil bir derece özür olur. Fakat ziyade etmek, ilim ile olur. Âlim olan mâzur değildir."

"Kezalik, dinden bir şeyi fasl veya olmayanı vasl etmek, ikisi de caiz değildir. Belki hikâyâtın bakırları ve İsrailiyatın müzahrafatı ve teşbihatın mümevvehatı elmas-ı akidede, cevher-i şeriatta, dürer-i ahkâmda idhal etmek, kıymetini daha ziyade tenzil ve müteharrî-i hakikat olan müşterisini daha ziyade tenfir ve pişman eder."(1)

Dinde vasl ve fasl, yani ilave ve çıkarma yapmak sapkınlıktır. Dinde olmayan bir şeyi dine sokmaya çalışmak nasıl sapkınlık ise, dinde olan bir şeyi de çıkarmak aynı derecede bir sapkınlıktır.

Fakat dine ilave yapmak, dinden çıkarma yapmaktan daha tehlikeli ve daha sakıncalıdır. Çünkü ilave yapmak, yani dinde olmayan bir şeyi dine sokmaya çalışmak, dinin kendi içindeki nizam ve estetiği bozmak anlamına gelir.

Mesela, mükemmel bir estetik ve güzelliğe sahip bir yüzde, iyi olur düşüncesi ile burun ve kulağı olduğundan 10 cm uzatmak o yüzün genel ahenk ve uyumunu bozacağı için, çok çirkin ve yanlış olur.

Peygamber Efendimiz (asm)'in ayın ikiye bölünme mucizesi çok yerinde ve güzeldir. Böyle bir mucize yok demek fasl olurken, "Var ama, sonrasında ayın bir yarısı sağ diğer yarısı sol cebine girdi." demek de ilave anlamında vasl etmek oluyor. Her iki durum da batıldır.

Ayın ikiye bölündükten sonra bir yarısının Peygamber Efendimiz (asm)'in sağ cebine, diğer yarısı sol cebine girdi ilavesi, mucizenin ciddiyetini ihlal edip inkarına vesile oluyor. Bu da dine çok büyük bir zarar veriyor. Ama "Böyle bir mucize yok." diyen dinin sadece bir cihetini inkar etmiş oluyor.

(1) bk. Muhakemat, Birinci Makale (Unsuru'l-Hakikat), On İkinci Mukaddime.

İlgili ders videosu için tıklayınız:
Prof. Dr. Şadi Eren, Muhakemat Dersleri (15.Bölüm)

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Okunma sayısı : 2.092
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

karolin

Seyyid olmayan 'Seyyidim' ve seyyid olan 'Değilim' diyenler, ikisi de günahkâr ve duhûl ile hurûc haram oldukları gibi…

Seyyid olan 'Değilim' diyince veya öbürü niye günahkar oluyor?

Üstad da  bildiğim kadarıyla 'Seyyid değilim' manasını söylemiyor mu, bu mantığa göre Üstad da günahkar oluyor? 

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Sorularla Risale
Üstad soy kötüğünü ispat edecek kaynak ve imkana sahip olmadığı için ben seyyid değilim diyor yoksa şifahen talebelerine seyyid ve şerif olduğunu beyan ediyor. 
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
karolin

"Ayın ikiye bölündükten sonra bir yarısının Peygamber Efendimiz (asm)'in sağ cebine, diğer yarısı sol cebine girdi ilavesi, mucizenin ciddiyetini ihlal edip inkarına vesile oluyor. Bu da dine çok büyük bir zarar veriyor. Ama "Böyle bir mucize yok." diyen dinin sadece bir cihetini inkar etmiş oluyor."

Ekleme yapan' Sebep olan yapan gibidir' kaidesince bu inkarı yayıyor. Çıkarma yapan kendi inkar ediyor. Ama ehli Hak nazarında bu bilindiği için sadece kendine zarar veriyor. Tabiki bu ekleme günümüzde değil, eski zamandaki İsrailiyat vb için.

Böyle anladım. 

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...