"Duygular, âfâkî ve hâricî deliller, enfüsî ve dahilî burhanlar, peygamberlerin irsaliyle, kitapların inzali gibi vasıtalar itibarıyla da hidayetin mânâsı taaddüt eder." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Ve keza, 'Her şeyi halk ve hidayet etmiştir.' mânâsında bulunan وَخَلَقَ كُلَّ شَىْءٍ وَهَدٰى hükmünce, zâhirî ve bâtınî duygular, âfâkî ve hâricî deliller, enfüsî ve dahilî burhanlar, peygamberlerin irsaliyle, kitapların inzali gibi vasıtalar itibarıyla da hidayetin mânâsı taaddüt eder."(1)
Allah her şeyi yaratıp şekil ve özelliklerini, varlığını sürdürme yollarını gösterendir.
1. Mesela; insanlara yapacakları işlere en uygun olacak el ve ayak vermiştir.
2. İnsana, hayvanlara, bitkilere, madenlere, havaya, suya vs. işlevleri için en uygun durumları vermiştir.
3. Her şeye, işlevini, gereği gibi yerine getirmesine elverişli imkânlar vermiş, o yola koymuştur. Kulağa işitmeyi, göze görmeyi, balığa yüzmeyi, kuşlara uçmayı, toprağa bitki çıkarmayı, ağaca çiçek açıp meyve vermeyi öğreten O’dur.
İşte yukarıda sayılan manalar, hidayetin farklı tecelli tarzlarıdır. Balığın bünyesine uygun süzgeçlerin verilmesi, Allah’ın balığa bir hidayet ve istikamet vermesi demektir. Bunun gibi örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Hidayetin en meşhur manası; elbette insanı hakka ve doğruya götürecek kitaplar ve peygamberlerin gönderilmesidir. Yalnız kitap ve peygamberleri anlayacak zahiri ve batıni hissiyatlar olmasa ya da insani donanımlar olmasa, o zaman hidayetin bir bölümü eksik kalır ki hidayet tamam olmaz. Demek insanın duygu ve hissiyatlarla donatılması da hidayet sürecinin bir parçasıdır. Hatta o duyguların açıldığı alemler de hidayet manasının bir cüzüdür.
Mesela; göz var ama görme alemi olan görüntü yok ise, bu bir tasarım olsa bile hidayet değildir. Hidayet ancak, görme için lazım olan bütün ihtiyaçların verilmesi ile mümkündür. Bu yüzden ayet, “Her şeyi halk ve hidayet etmiştir.” ifadesiyle bu muazzam hakikate dikkat çekiyor.
(1) bk. İşaratü'l-İ'caz, Fatiha Suresi.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü