"Birincisi: و ile yapılan atıf, her iki cümle arasında bulunan münasebete binaen yapılmıştır..." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Birincisi: و ile yapılan atıf, her iki cümle arasında bulunan münasebete binaen yapılmıştır. Zira birinci اُولٰۤئِكَ saadet-i âcile عَاجِلَهُ olan hidayet semeresine işarettir. İkinci اُولٰۤئِكَ hidayetin semere-i âcilesine اٰجِلَهُ işarettir." (İşaratü'l-İ'caz, Bakara Suresi, 5. Ayetin Tefsiri)
Burada bahsedilen ve و ile birbirine atfedilen iki cümlenin birincisi "İşte onlar, Rablerinden bir hidayet üzeredirler." cümlesidir. İkincisi ise "Kurtuluşa erenler de işte ancak onlardır." cümlesidir.
Ayetin başından itibaren bahsedilen ve müttakilerin vasfı olarak zikredilen; gayba iman, namazı ikame, zekâtı i'ta, Resul-u Ekremin (a.s.m.) ve daha önceki enbiyanın (a.s) getirdikleri hakaika iman edenlerin dünyevi ve uhrevi saadetlerine bu iki (أولئك) ile işaret edilmiştir. Dünyevî saadet yani saadet-i âcile (عاجلة) hidayet semeresidir.
Hidayetin dünyevi saadet olması şu cümleye bakar:
"Hidayette saadet-i dareyn vardır. Hidayetin neticesi, nefs-i hidayettir. Hidayetin semeresi, ayn-ı hidayettir. Zira hidayet haddizatında büyük bir nimettir ve vicdani bir lezzettir, belki ruhun cennetidir..." (İşaratü'l-İ'caz, Bakara Suresi, 5. Ayetin Tefsiri)
Uhrevi saadet olan saadet-i âcile (آجلة)'nin izahı (مفلحون)'da gizlidir. Şu ibare bu manayı kemaliyle izah eder:
"İşte اَلْمُفْلِحُونَ der. Neye felah bulacaklarını tayin etmiyor. Güya o sükûtla der: 'Ey Müslümanlar! Müjde size. Ey müttaki! Sen cehennemden felah bulursun. Ey sâlih! Sen cennete felah bulursun. Ey ârif! Sen rıza-yı İlahiye nail olursun. Ey âşık! Sen rü'yete mazhar olursun.' ve hâkeza..." (Sözler, Yirmi Beşinci Söz, İkinci Şua)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü