"Enbiya-i sâlifînde nübüvvete medar ve esas tutulan noktalar ve onların ümmetleriyle olan muameleleri..." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Enbiya-i sâlifînde nübüvvete medar ve esas tutulan noktalar ve onların ümmetleriyle olan muameleleri hakkında -yalnız zaman ve mekânın tesiriyle bazı hususat müstesna olmak şartıyla- yapılacak tam bir teftiş ve kontrol neticesinde, Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmda daha ekmel, daha yükseği bulunmakta olduğu tahakkuk eder. Binaenaleyh, nübüvvet mertebesine nail olanların heyet-i mecmuası, mucizeleriyle ve sair ahvalleriyle, lisan-ı hal ve kal ile, nev-i beşerin sinni, kemale geldiğinde "Üstadü'l-Beşer" ünvanını taşıyan Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm'ın sıdk-ı nübüvvetine ilân-ı şehadet etmişlerdir. O Hazret de (a.s.m.), bütün mucizeleriyle Sâniin vücut ve vahdetini, nurlu bir burhan olarak âleme ilân etmiştir."(1)

Meselâ; Peygamber Efendimizin (asm) döneminde bulunan kâfir ve müşriklere indirilen manevî ve semavî tokatlar, Hz. Nuh (as) ve Hz. Musa (as) dönemindeki kâfir ve müşriklere indirilen tokatlardan daha hafif daha muğlâktır. Bu noktada Hz. Musa ve Hz. Nuh (as) dönemleri Peygamber Efendimizin (asm) döneminden daha bariz duruyor. Lakin bu şahsî kemalat ile alakalı değil, o dönemin içtimaî ve itikadî şartları ile alakalıdır.

Hz. Nuh (as)’ın duası neticesinde bütün dünyanın suya gark olması hakikaten görülmemiş büyük bir tokat, çok parlak bir semavî silledir. Her peygamberin böyle hususi bazı noktaları misal olarak gösterilebilir, Ama umumi fazilet, şahsî kemalat, nebevî bütün hususiyetler noktasında Habib-i Kibriya Efendimiz (asm) en üstün ve en yüksek mahiyettedir.

Hem madem nev-i beşerde nübüvvet vardır. Ve yüz binler zât, nübüvvet dâvâ edip mu’cize gösterenler gelip geçmişler. Elbette, umumun fevkinde bir kat’iyetle, nübüvvet-i Ahmediye (a.s.m.) sabittir. Çünkü, İsâ Aleyhisselâm ve Mûsâ Aleyhisselâm gibi umum resullere nebî dedirten ve risaletlerine medar olan delâil ve evsaf ve vaziyetler ve ümmetlerine karşı muameleler, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmda daha ekmel, daha câmi bir surette mevcuttur. Madem hükm-ü nübüvvetin illeti ve sebebi, zât-ı Ahmedîde (a.s.m.) daha mükemmel mevcuttur. Elbette, hükm-ü nübüvvet, umum enbiyadan daha vâzıh bir kat’iyetle ona sabittir.” (19.Mektup)

(1) bk. İşârâtü'l-İ'câz, Bakara Suresi, 23 ve 24. Ayetlerin Tefsiri.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 2.982
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...