"Enenin başı üstünde bir şecere-i zakkum neşvünema bulup âlem-i insaniyetin yarısından fazlasını kaplamış." Yarısından maksat ne olabilir? Bu nispet asırlar itibariyle değişir mi?
Değerli Kardeşimiz;
Tuba cennet ağacı, Zakkum ise cehennem ağacıdır. "Dünya ahiretin tarlasıdır." (Aclûnî, Keşfu'l-Hafa, 1/412) hükmünce, bu ağaçlar dünyada işlenen iyi ve kötü amellerin tecessüm etmiş şeklidir.
"Demek, iman bir manevi Tuba-i cennet çekirdeğini taşıyor. Küfür ise manevi bir zakkum-u cehennem tohumunu saklıyor." (Sözler, İkinci Söz)
İtikadımıza göre, cennet imanın mükâfatıdır, cennetteki farklı dereceler ise kişinin salih amellerine göre tahakkuk eder. Aynı şekilde, cehennem de küfrün neticesidir, oradaki farklı azap dereceleri de işlenen isyanlardan ve zulümlerden doğar.
İman gibi küfür de manevidir, ama onların meyveleri ahirette maddi surette, yani cennet ve cehennem olarak tezahür edeceklerdir.
Yunus Suresinde (9. ayet-i kerime) şöyle buyrulur:
“İman edip salih ameller işleyenlere gelince, Rableri onları imanları sebebiyle, hidayete erdirir. Nimetlerle dolu cennetlerde altlarından ırmaklar akar.”
Ayet-i kerimede “imanları sebebiyle” buyrulması cennetin imanın meyvesi olduğunu açıkça bildirmektedir.
“Eneden doğan şecere-i zakkumun insaniyetin yarısından fazlasını kaplamasına” (Sözler, Otuzuncu Söz, Birinci Maksat) gelince:
“Yarıdan fazla” ifadesi ekseriyet ifade etmektedir ve tarih boyunca küfür ve dalâlet ehlinin müminlerden sayıca fazla oldukları görülmektedir. Bu fazlalığın nisbeti asırlar itibariyle değişse de netice aynıdır. Bugün de böyledir. Her zaman cansızlar yarı canlılardan fazla, bitkiler hayvanlardan fazla, hayvanlar insanlardan fazla, yanlış inançlara sapanlar istikamet ehlinden fazla olmuştur.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü