"Erzaktaki tecelli-i rububiyet gösteriyor ki, iptida o zerreler muayyen idiler, muvazzaf idiler, o makamlar için namzet idiler." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Muayyen, muvazzaf ve tayin kelimeleri hayalimize şöyle bir pencere açıyor:
Bir memur ileride yapacağı vazifeye göre bir eğitimden geçer. Lüzumlu bilgileri edinme ve uygulamalar yapma safhalarından sonra o vazifeye tayin edilir. Bütün rızıklar da hangi canlının bedeninde vazife yapacaklarsa ona göre bir terbiye görürler. Renkleri, tadları, taşıdıkları vitaminleri, kalori değerleri, hazma uygun olmaları hep müstakbel muhtaçlara göre hazırlanır. Cenâb-ı Hak, hangi rızkın hangi canlıya nasip olacağını ezelî ilmiyle bildiği için, sanki her bir rızkın cephesinde “Filan hücrenin rızkı olacak" yazılı gibidir.
“Yaratan bilmez olur mu? ...” (Mülk, 67/14) ayet-i kerimesinin ders verdiği gibi, Allah yarattığı her rızkı da onunla rızıklanacak canlının bütün hususiyetlerini de bilmektedir. Olmuş ve olacak her şey levh-i mahfuzda kaydedildiğine göre, her insanın yaptığı bütün işler gibi, istifade ettiği ve edeceği bütün rızıklar da yazılıdır.
"Güya her birisinin alnında ve cephesinde 'Filan hücrenin rızkı olacak.' yazılı gibi bir intizamın vücudu, her adamın alnında kalem-i kader ile rızkı yazılı olduğuna ve rızkı üstünde isminin yazılı olmasına işaret eder."(1)
1) bk. Sözler, Yirmi Dokuzuncu Söz, İkinci Maksat.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü