"Evet, her bir zihayatta, biri ehadiyet sikkesi, diğeri samediyet turrası bulunuyor." cümlesindeki "ehadiyet sikkesi" ve "samediyet turrası" ne demektir? Bu paragrafı biraz açabilir misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Ehad ismi, Cenab-ı Hakk’ın zatının birliğini ifade eder. Vücudu vacib, ezelî ve ebedî,.., ondan başka bir zat yoktur, demektir. Ehadiyet sikkesi, Allah’ın zatının bir olduğunun mührü demektir.

Vahid ismi ise Allah’ın sıfatlarında şeriki olmadığı manasınadır. Yani, bütün sıfatları sonsuz ve mutlak olan ancak Allah’tır.

Her bir hayat sahibi “ekser kâinatta cilveleri görünen esmayı, birden kendi ayinesinde göster”mekle Allah’n birliğine çok cihetlerle delil olur.

“Ehadiyet-i Zâtiye’yi, Muhyî perdesi altında bir nevi gölgesini gösterdiğinden, bir sikke-i Ehadiyet’i taşıyor.” cümlesinde açıkça ders verildiği gibi, bu cihetlerden en ehemmiyetlisi her canlının Allah’ın hayat sahibi olduğunu ilan etmesidir. Yani, zatında hayat sahibi ancak Allah’tır. Ondan başka Muhyi yani hayat verici yoktur ve bütün hayatlar bu ismin cilveleridir.

Aynı şekilde, o canlı kendisinde bulunan kudret sıfatıyla da Allah’ın birliğine ayrı bir şehadette bulunur ve der ki: “Bana kudret ihsan eden Allah’ın kudreti zâtidir, yani hariçten verilmiş bir kudret değildir. Bütün eşyadaki kuvvet ve kudretler o kudretin birer tecellisidir.”

Böylece bir canlı kendinde tecelli eden her bir isimle Allah’ın hem varlığını hem de birliğini gösterir.

Samediyet, Allah’ın her türlü ihtiyaçtan münezzeh olmakla birlikte, her varlığın bütün ihtiyaçlarını bizzat gördüğü manasını ifade eder.

Üstad’ın ayna misalinden hareket ederek diyebiliriz ki, bütün aynalar ışık sahibi olmakta Güneş'e muhtaçtırlar, Güneş ise aynalarda gösterdiği ışıklara asla muhtaç değildir.

Bütün canlıların hayatları Muhyi isminin tecellisiyledir ve Allah’ın hayat sıfatı varlıkların hayatlarına muhtaç olmaktan münezzehtir.

Keza, bütün rızıklanan canlılarda Allah’ın Rezzak ismi tecelli etmektedir ve Allah rızka muhtaç olmaktan münezzehtir. Bir ağaç, meyve vermesi için toprağa, suya, güneşe, bahara muhtaçtır. Onun bütün bu ihtiyaçlarını bizzat Allah görmektedir. Bu ise çok açık bir samediyet turrasıdır. Cenab-ı Hakk’ın ne o ağaca, ne onun meyvesine ne de onun hizmetine koşturduğu bu hizmetçilere muhtaç olmadığı izaha gerek olmayan açık bir hakikattir.

Bu iki misali kâinattaki bütün esma tecellilerine tatbik edebiliriz.

"De ki: O, Allah birdir. Allah Sameddir." (İhlas, 112/1-2)

Bu ayet, esmâ-i hüsna adedince ehadiyet ve samediyet dersleri veren bir marifet hazinesidir.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...