"Fıtrî karagözlülük, sun’î (yapma) karagözlülük gibi değildir." Ne demektir? Buradaki karagözlülük hangi manada kullanılmıştır?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"ÜÇÜNCÜ MESELE

O zatın (a.s.m.) sıdk-ı nübüvvetini yazıp tasdik eden birkaç sahife vardır. Şimdi o sahifeleri okuyacağız.

Birinci sahife: O Hazretin zatıdır. Fakat bu sahifeyi mütalaadan evvel, dört nükteye dikkat lazımdır.

Birinci nükte: لَيْسَ الْكُحْلُ كَالتَّكَحُّلِ Yani, fıtri karagözlülük, suni (yapma) karagözlülük gibi değildir. Yani, yapma ve suni olan bir şey ne kadar güzel ve ne kadar kâmil olursa olsun, fıtri ve tabii olan şeylerin mertebesine yetişemez ve onun yerine kaim olamaz. Herhalde suniliğin yanlışlıkları, onun ahvalinden, etvarından belli olacaktır." (İşaratü'l-İ'caz, Bakara Sûresi, 23-24.Âyetin tefsiri)

Burada "karagözlülük", sun’î olmayan her şey için geçerlidir. Dolayısıyla yaratılıştan getirdiğimiz bazı hususiyetler vardır ki, bunları taklitle aynısı yapılamaz. İşte Üstad'ımız da bu hususta Peygamber Efendimiz (a.s.m) ile alakalı suallere cevap vermesi, şefkat, cesaret, hikmet, terbiye, dostları ile münasebet, ev ahalisini idare etme gibi çok vaziyetlerde her zaman fıtriliği ve samimiyeti gösterdiği için çok güzel netice almıştır. Şayet Allah'ın bir ihsanı olan fıtrî ahvalin yerine sun’îlik olsaydı, bu kadar muvaffak olması mümkün olmazdı.

Meselâ; Resul-i Ekrem Efendimiz (asm)’ın yüzlerce fıtrî sıfatlarından sadece cesareti, onun muvaffakiyetinin ve peygamberliğinin hak olduğuna en güzel bir misaldir. En sıkıntılı vaziyetlerde üstün bir cesaret göstermesi, hiçbir şeyden korkmadan hakikatleri savunması, ancak içinden fıtrî ve samimi ahval ile mümkündür. Yoksa sun’îlikle, bu işler mümkün olmazdı.

Peygamber Efendimiz (asm), başta öz amcası olmak üzere âdetlerinde çok mutaassıp, acımasız ve vahşi olan bir kavme, korkmadan çekinmeden tevhidi ilan etmiştir. Onların batıl fikirlerini ve vahşi adetleri çekinmeden yüzlerine karşı ifade etmiştir. Bu da cesaretin zirvesi ve en samimi hâlidir.

Şayet O’nun (asm.) cesareti sun’î olmuş olsa idi, bu çok ağır vaziyetin altından kalkması ve metanet göstermesi asla mümkün olmazdı. Yani içinden korkak, dışından cesur gibi davranan birisi böyle büyük bir meselede ve büyük bir kavme karşı meydan okuması ve müthiş bir metanet göstermesi mümkün değildir.

Peygamber Efendimizin (a.s.m) her güzel haslette en üstün ve en ileri olması onun peygamber olduğunun en büyük bir delilidir. Korkak birisinin böyle fıtrî ve yüksek ahlak üzere olması beklenemez.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 644
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...