Geçmişteki elemler bitse de izleri kalıyor. Elemin bitmesini nasıl anlayabiliriz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Zeval-i lezzet elem olduğu gibi, zeval-i elem dahi lezzettir. Evet, herkes geçmiş lezzetli, safalı günlerini düşünse, teessüf ve tahassür elem-i manevisini hissedip 'Eyvah' der. Ve geçmiş musibetli, elemli günlerini tahattur etse, zevalinden bir manevi lezzet hisseder ki, 'Elhamdülillâh, şükür, o bela sevabını bıraktı, gitti.' der, ferahla teneffüs eder." (Sözler, 13. Söz, İkinci Makam)

Soruda geçen bu ifadeyi iki şekilde anlamak mümkündür. Şöyle ki;

1. Elemler geçici olduğu için, zevalinden ve bitmesinden lezzet gelir. Bu tarz elemler, sevabı artıran ve günahları azaltan kısmındandır. Sadece hatıra olarak arada bir hatırlanması söz konusu olabilir.

2. Elemler bittiği hâlde, izi ve acıları kalabiliyor. Bu tarz elemler ise, bize elem veren her türlü bedeni ve ruhani elemlerdir. Bunlar hadiselere Allah ve ahiret hesabına bakılmadığı durumlar için geçerlidir. Bu hadiseler geçtiği hâlde, her deşildiğinde acıyı tekrar etirecek özelliklere sahiptir.

Geçmişin elemleri madem geçmiş o zaman elemi gitmiş, sevabı kalmış de rahatla diyor. Böyle bakmayıp sürekli geçmişin elemlerini deşersen ve tazelersen bu elemlerin tasavvuru hayatını yer bitirir demek istiyor.

Mesela, geçmişte sabırla bir hastalık çektin o hastalığın elemi gitti yerine sevabı kaldı. Çünkü elemin zevali lezzettir, yani acının bitmesi ve gitmesi aynen bir lezzettir ve şükrü gerektirir. Lezzetin zevali ise elemdir, insana daima ah çektirir.

Kuvvetli iman sahibi birisinin bir musibetten aldığı elem binden bire düşer. Çünkü iman sahibi bu musibetin kimden geldiğini, muvakkat olduğunu, sabredildiğinde büyük bir sevap kaynağı olduğunu bilir ve gittikten sonra oh çeker şükreder. Travma genelde imanı zayıf olan ve hadiselere Allah canibinden bakamayan kişilere özgüdür.

İmansız ya da imanı zayıf olanlar musibeti rastgele zanneder, geçici olduğunu düşünmez, sevap kaynağı olarak görmez, konforunu bozan bir düşman olarak telakki eder, gittikten sonra yine gelir korkusu ile sürekli kaygı ve endişe içinde olur. Travmaya karşı kalbinde bir dayanak noktası bulamaz. Bu sebeplerden dolayı, elem birden bine çıkar ve musibet büyüdükçe büyür.

İlave bilgi için tıklayınız:

- "Zevâl-i lezzet elem olduğu gibi, zevâl-i elem dahi lezzettir." ifadesini açıklayabilir misiniz? Bu umumi bir kaide midir?

- "Teessüfü dedirten, eski zamanın lezaizinin zeval ve firakından neşet eden manevi elemlerdir. Çünkü zeval-i lezzet elemdir. Bazen muvakkat bir lezzet daimî elem verir." İzahı, burada sadece haram lezzetler mi kastediliyor?

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 307
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...