"Hafıza bir nimettir. Fakat ahlaksız bir adamda, musibet zamanında nisyan ona racihtir." ifadesini nasıl anlamalıyız?
Değerli Kardeşimiz;
Her nimetin bir külfeti vardır. İşlerin hayırlısı ve istikametlisi, vasat olanıdır.
Hafıza; insanda bildiklerini, öğrendiklerini ve müşahede ettiklerini muhafaza eden bir latifedir. Her insan, eskiden muhafaza ettiği şeyleri, olduğu gibi hafızasında tutamayabilir. Bunun da hikmetleri vardır. Eğer insanlar her şahid olduğu veya yaşadığı her hadiseyi unutmasaydı, hayat onlar için bir azap olurdu.
Mesela, bize ısdırap veren ve bizi fevkalade müteessir eden hadiseler, hafızamızda ilk tesir ettiği hâliyle kalsa idi, belki kimse buna dayanamayacak ve hayatımıza zarar verecekti. Allah'ın lütfu ve ikramıyla, bizi üzen hadisatın tesirinden zamanla kurtuluyoruz. Bir müddet sonra o hadiseler, bazı vesilelerle hatırlanıyor ve eski şiddet ve sıkıntısından kurtuluyoruz. Bu mesele inanan bir insanda böyle tesir icra ederse, imanı zayıf, kadere inanmayan ve isyan noktasına gelen insanlarda musibetler, unutulmadan tazeliğiyle muhafaza edilseydi, daha tehlikeli ve dehşetli boyutlara ulaşır, küfre kadar götürebilirdi.
Demek ki bazı şeylerin unutulması da büyük bir nimettir.
İşte Cenâb-ı Hak, insanlara hafızayı nimet olarak vermiş, ancak zamanla unutmayı da ayrı bir nimet olarak nasip etmiştir. Bunun hikmeti de sıkıntı ve ızdırapların zamanla unutularak, ömür boyu devam etmemesidir. Zira daha sonraki musibet ve ızdıraplara tahammül edilmesi için de nisyan, Allah’ın insanlara büyük bir lütfudur.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü