Hastalıkları misafir telakki edersek, o misafirin bizden razı olarak gidip gitmediğini nerden anlayabiliriz?
Değerli Kardeşimiz;
"Allah nezdindeki itibarını bilmek istiyorsan, nasıl yaşadığına bak" demişler. Şayet ömrün Kur’an ve sünnet ölçülerine göre geçiyorsa, Allah katında itibarın var demektir.
Aynı şekilde, başımıza gelen bela ve musibetlere, elem ve hastalıklara isyan etmez, sabreder ve Hak’tan gelene rıza gösterir isek, o zaman hastalıklar vazifesini yapmış ve bizden memnun olarak ayrılmışlar demektir. Şayet sabretmez; "Of! Of! Ben ne yaptım da bu şeyler başıma geldi" dersek kaderi tenkit etmiş ve başımızı örse vurmuş oluruz. O zaman hastalık bizden hoşnut olarak ayrılmış olmaz.
"Musibetin darbesine karşı şekvâ suretiyle elbette âciz ve zayıf insan ağlar. Fakat şekvâ Ona olmalı; Ondan olmamalı." (23. Mektup)
Musibeti veren Allah'tır. Allah bir kuluna musibet verirse, elbette mükâfatını da kat kat verir. İşte Allah tarafından verilen ve çok hikmetlerle bezenen musibetlere karşı, insanın sabırlı olması gerekir. Şayet bir insan musibetin sıkıntısını ve elemini çekemiyor ve takat getiremiyorsa o zaman; "Ya Rabbi! Ben bu musibeti kaldıramıyorum, onun elemine dayanamıyorum. Bu musibeti ya kaldır ya da hafiflettir" demeli, O’na sığınıp, niyazda bulunmalıdır. Yani musibeti Allah’a şikâyet etmelidir
Evet, her şeyde olduğu gibi, bu hususta da ölçü, şeriatın tayin ettiği helal ve haram sınırlarıdır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü