"Hayat, o kadar nezih ve temizdir ki; iki vechi, yani mülk ve melekûtiyet vecihleri temizdir, paktır, şeffaftır." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Yâsîn suresinin son ayet-i kerimesinde "her şeyin melekûtunun Allah’ın elinde olduğu" beyan ediliyor. Ayette geçen melekût kelimesine hükümranlık, malikiyet manaları veriliyor. Her şeyin dışı da içi de evveli de ahiri de zahiri de bâtını da Allah’ın mülküdür ve onun hâkimiyeti altında vazife görmektedir.
Mesnevî-i Nuriye’de “Her şeyin içine melekût, dışına da mülk denir.”(1) ifadesi geçer.
Melekûtu elinde tutanın, mülke de hükmettiği açık bir hakikattir. İnsanı misal alırsak, insanın bedeni de ruhu da Allah’ın mahlukudur, onun mülküdür, onun hükmü altındadır. Beden mülk, ruh melekût olarak düşünüldüğünde, elbette ruha hükmeden, onun emri altındaki bedenin da hâkimi olacaktır. Melekûtun bir de hâdiselerin bilinmeyen hikmet yönü mânası da vardır. İşte zahiren şer ve çirkin görünen nice hâdiselerin hakikatte hayırlı ve güzel oldukları âyet-i kerîmede haber verilmektedir.
“...Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Bakara, 2/216)
İşte, güzelliği doğrudan görünemeyen ve sathî bir bakışla çirkin zannedilen şeylerin yaratılmasında sebepler perde olarak vazife almışlardır. Onların perdelik yapma vazifeleri sadece mülk cihetinde söz konusudur. Melekûtiyet cihetinde hiçbir tesirleri ve hisseleri yoktur.
“… Kusur ve za'fiyetten hâlî olmayan esbab-ı kesîreden hiçbir sebep, bir müsebbebi omuzuna kaldıramaz.”(2)
Meselâ hastalıklara; mikroplar, trafik kazaları, hava muhalefeti gibi şeyler perde olurlar. Hastalığın melekûtiyet ciheti, yani günahlara keffaret olması, sabretmek şartıyla insanı manen yükseltmesi, kalbin bu dünya hayatından ahiret hayatına teveccüh etmesi gibi güzel cihetleri ilk bakışta görülmezler. İnsanlar, hastalığın mülk cihetindeki rahatsız edici hallerine bakarak şikâyet yoluna gitmesinler diye hastalığa sebep olan şeyler perde vazifesi yaparlar. İnsanın nefsi itirazlarını o sebeplere yapar, onlardan şikâyetçi olmakla isyan belasından kurtulur.
Ölümün de mülk ciheti çirkin görünür, ama melekûtiyet ciheti, müminlerin bu dünyadan daha güzel bir âleme göç etmeleridir. Bu göç hâdisesinde ölüme sebep olan şeylerin ve hâdiselerin hiçbir tesirleri yoktur.
Hayat her yönüyle güzel, nezih ve temiz olduğu için, onun yaratılmasında sebeplere bir vazife düşmez. Hayatın mülk ciheti de melekût ciheti de güzeldir. Yani hayat her yönüyle ve her şeyiyle bir güzellik kaynağıdır. Hayatın “güneş, hava, su gibi hayattan mahrum olan sebeplerin eliyle meydana gelmesi” aklen muhaldir.
Dipnotlar:
1) bk. Mesnevi-i Nuriye, Hubab.
2) bk. age.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü