"Hazret-i Muhyiddin aldatmaz, fakat aldanır. Hâdîdir, fakat her kitabında mühdî olamıyor. Gördüğü doğrudur, fakat hakikat değildir." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Aldatmaz, tabirinden maksat; niyetinin halis ve gittiği yolun hakikat olduğuna inanmasıdır. Hatta öyle ki, bu meslekten gitmeyi umuma men ediyor. Yani herkesin gidebileceği bir meslek değildir, diyerek aldatmaz olduğunu ve niyetinin halis olduğunu beyan ediyor.

Aldanır, tabiri ise istiğrak ve manevi sarhoşluk esnasında gördüklerini aynı hakikat telakki etmesidir. Hâlbuki o istiğrak halleri kişiyi aldatır ve yanıltır. O haldeki birisi hakikati bütünü ile ihata edemez.

Hâdî, kelime olarak; hidayet üzere giden, hidayete ermiş kimse demektir. Mühdî ise kendi hidayet üzere olmakla beraber, başkalarının hidayete gelmesine de vesile olan kimseye denir. Her hidayet üzere olan kimse, başkalarının da hidayetine vesile olamayabilir.

İbn-i Arabi gibi harika müstesna zatlar çok hususi ve yüksek makamlara çıkmış, Allah’ın rızasını kazanmış, hidayet üzere giden hadi zatlardır. Ama bazı makamların vermiş olduğu geçici manevî sarhoşluk halinde söyledikleri sözler ve davranışlar hidayet üzere olmayabiliyor. Bu yüzden İslam büyükleri bu gibi harika zâtları malum sözlerini kabul etmemişler, eserlerini de okumaktan men etmişlerdir. Yani bu zatlar kendi şahısları itibari ile hadi, yani hidayet üzeridirler, ama bir başkasına mühdi olacak, yani hidayetine vesile olacak durumda değildirler.

İbn-i Arabi gibi bazı mühim zâtlar, herkese müyesser olmayan çok hususi yollar keşfetmişlerdir. Bu yollarda giderken çok acip ve aklın almayacağı makamlara girmişlerdir. O hallerin ve makamların incelik ve letafetlerini ifade de aciz kaldıkları için, bazı şatahat ve teşbihlere müracaat etmişler. Ya da lafız âlemi o nuranî makamları ifade etmekte aciz kalmıştır. Üstad Hazretleri bu manayı “dıyk-ı elfaz”, yani üslup ve lafız darlığı diye tarif ediyor. Ekseriyetle kalbin derinliklerindeki ince ve latif bir manayı ifade etmekte lafız ve lisan aciz kalır. İşte İbn-i Arabi’nin sözlerinin ve eserlerinin mühdi olamamasının sebeplerinden birisi de bu lafız darlığından kaynaklanan ifade zorluğudur.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 5.907
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

karolin
Biz bu kişiye; iyi bir usta ama kötü bir öğreticidir desek, yanlış olmaz. İşte her hadi mühdi olamaz önermesi bu hakikatin veciz bir ifadesidir. diyorsunuz. Ben şu sonucu çıkardım:''Her alim,muallim olamaz.'' mantığı da aynı hadi-mühdi mantığına dayanıyor. Çünkü alimlikle,muallimlik arasındaki ilişki; hadi ile mühdi arasında da bulunuyor.. Bu cümleyi ben kendim kurguladım..Güzel olduğunu düşündüm..Doğru muyum?
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)
İbn-i Arabi Hazretleri iyi bir muallim iyi bir alimdir ama sekir hallerinde söylediği şeylerden dolayı örnek alınamaz demek gerekir.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
karolin
Konuyla ilgili olarak düşünmeyin.. Her alim,muallim olamaz,önermesi doğru değil mi?
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)
Doğru bir önerme.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...