"Hem الۤمۤ'lerin ve الۤرٰ'ların ve حٰمۤ'lerin fâtihalarına bak, Kur’ân’ın, Cenâb-ı Hakkın yanında ehemmiyetini bilesin." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
“Fâtihalar” denilince sûrelerin başları anlaşılır. Nitekim sûre başlarına “fevatihü's-suver”, sûre sonlarına da “havatimü’s-suver” denilmektedir.
Başlarında huruf-u mukattaların yer aldığı sûrelerin ilk âyetleri büyük bir ekseriyetle Kur’ân hakkındadır. Bu ilk âyetlerde Kur’ân'ın hak ve hakikatle dolu, hikmetli, hidâyet kaynağı, âyetleri muhkem bir İlâhî ferman olduğu tekid edildikten sonra, sûrenin tamamında insanlık âlemine hikmet ve hakikat dersleri verilir.
Bu âyetlerden bir kısmının mealleri şöyledir:
Elif-lâm-mim:
“İşte o kitap (Kur’ân); onda hiç şüphe yok. (O) müttakiler için hidâyet kaynağıdır.” (Bakara, 2/1)
“Allah, kendinden başka hiçbir ilah bulunmayan Hayy ve Kayyum olandır. O, sana bu kitabı hak ve hakikatle dolu, kendinden öncekileri doğrulayıcı olmak üzere indirmiştir. Bundan önce de Tevrat ile İncili indirmişti. Bunların hepsi insanlar için birer hidâyet kaynağı idi. Hakkı batıldan, hayrı şerden ayırt eden Furkan’ı da indirmiştir. Allah’ın âyetlerini inkâr edenler için pek çetin bir azap vardır. Allah intikam sahibidir.” (Âl-i İmran, 3/2-4)
“Bunlar hikmetli kitabın âyetleridir. O, muhsinler (tevhid ve ihlas ehli) için bir hidâyet ve rahmettir.” (Lokman, 31/1)
Elif-lâm-râ:
“Elif-lâm-râ. İşte bunlar, o hikmet dolu kitabın âyetleridir.” (Yûnus, 10/1)
“Elif-lâm-râ. Bu öyle bir kitaptır ki, âyetleri muhkem kılınmıştır. Sonra hikmet sahibi, her şeyi bilen Allah tarafından (bu âyetler) tafsil olunmuştur.” (Hûd, 11/1)
Hâ-mim:
“Bu kitabın indirilişi Azîz ve Alîm olan Allah tarafındandır.” (Mü’min, 40/1)
“(Bu Kur’ân) Rahman ve Rahim olan Allah tarafından indirilmiştir.” (Fussilet, 41/1)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Buradaki manayı biraz da açabilir misiniz Teşekkürler
Bu kesik harfler hakkında müfessirler bir çok yorumlarda bulunmuşlar farklı tefsir ve manalar vermişlerdir. Bu yorumlardan bazıları şu şekilde özetlenmiştir:
Birincisi bunlar, mânaları olmayan alfabe harfleridir, Kur’an-ı Kerîm’in vahiy yoluyla Allah’tan geldiğine inanmayanlara meydan okumak ve âciz olduklarını ortaya çıkartmak için bazı sûrelerin başına konmuştur ve “Bu Kur’an, şu gördüğünüz harflerden yapılan kelime ve cümlelerden oluşmaktadır. Siz harfleri de biliyorsunuz. O halde haydi yapabiliyorsanız siz de böyle kelime ve cümlelerden oluşan ve Kur’an’a benzeyen bir kitap yazın!” denilmek istenmiştir.
İkincisi başında bulundukları sûrelerin muhtevalarına dikkat çekmek için yemin olarak gelmiştir.
Üçüncüsü başlarında bulunan sûrelerin isimleri olarak indirilmiştir (İbn Aşûr, I, 216).
Selef âlimlerinden meydana gelen bir gruba göre hurûf-ı mukattaa, te’vilini yalnızca Allah’ın bildiği müteşâbih âyetlerden olup bu harfler üzerinde yorum yapmak mümkün değildir. Hulefâ-yi Râşidîn, İbn Mes‘ûd ve İbn Abbas gibi sahâbîler bu kanaattedirler.
Bu harfler İlâhî bir şifredir. İnsan aklı onun mânâsını anlamaya güç yetiremez. Bu şifrenin anahtarı sadece Peygamber Efendimiz'dedir (a.s.m.). Yani bu harflerin mânâsını tam olarak ancak Peygamberimiz (asm) bilir ve anlar. Bu da Peygamberimiz (asm)'in çok üstün bir zekâ ve anlayışa sahip olduğunun bir alâmet ve işaretidir.
Allah’ın bu kesik harflerle yemin etmesi Kur’an’ın Allah katında ne kadar yüce ve değerli bir makamının olduğunu gösteriyor.
"Nitekim sûre başlarına “fevatihü's-suver”, sûre sonlarına da “havatimü’s-suver” denilmektedir." diyorsunuz.
Sure başı olan, surenin ilk ayeti, sure sonu olan da son ayeti midir? Yani surenin başı, ilk ayeti denilince fevatihus suver yada fatiha-i sure mi anlayacağız? Yada son ayeti hatime-i sure olarak.